Bu kağıt üzerinde büyük potansiyel olarak gözüken oyuncu kadrosunu en etkili şekilde kullanabilir hale getirmek ve burdan doğması gereken büyük bir kazanma bilinci ve enerjisini ortaya çıkarabilmek için uygun sistemleri oluşturmak, Ergin Ataman ve ekibinin, yazın üzerinde en çok mesai harcadığı ve harcamaya devam edeceği en önemli konu olarak görüyorum.

Milli Takım için kadro seçimleri herzaman problemli olmuştur. Yorumlara açıktır. Herkesin farklı tercihleri söz konusu olabilir. Ancak son sözü herzaman takımın gerçek lideri koç söyler ve bence bu son sözden sonra tüm basketbol kamuoyu, bu seçili Ay-Yıldızlı kadroyu sonuna kadar desteklemelidir. Bu anlamda, şahsen Melih Mahmutoğlu’ nun kadroda bulunmayışını yadırgadığımı belirtmeliyim. Son sezonun 3 kupalı şampiyonu Fenerbahçe’ nin kaptanı, özellikle Türkiye liginde göstermiş olduğu performansı ve üst düzey sert maçların nasıl kazanılacağı hakkında sahip olduğu büyük tecrübeyle bence kadroda yer almalıydı. Umarım diğer şutör oyuncularımızdan, özellikle Alperen Şengün’ün boyalı alanda etkili olmasını isteyeceğimiz hücum yerleşimlerimizde, Melih’in üstün şut yeteneğini aratmayacak performanslar görürüz.

Basketbolcu kadromuzu şöyle bir gözden geçirdiğimde, ilk gözüme çarpan şey son derece fiziksel oyunculara sahip olduğumuz gerçeği. Bu fizikselliğin getireceği en önemli avantajımız ise özellikle savunma sahasında ortaya koyacağımız sertlik seviyemiz olacaktır. Çünkü bu turnuvada başarının yolunun ‘’Savunma Kaynaklı Takım’’ hüvviyetine nekadar ulaşabileceğimizle doğru orantılı olacağına inanıyorum.

Oyun kurucu rotasyonumuzda, Şehmus Hazer, Berk Uğurlu ve Kenan Sipahi gibi iyi savunmacı ve agresif oyuncularımızla rakiplere yapacağımız baskı büyük avantajımız. Shane Larkin’ in hücum düzenlerimizde almasını beklediğimiz azami sorumluluk, onun savunma sahasında ki enerjisini muhtemelen düşürecektir. Bu durumun da diğer oyun kurucularımızın savunmada üzerlerine daha çok........

© Fotospor