menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kutsalın Travması: Heretic(2024)

8 0
26.04.2025

Yönetmenliğini Scott Beck ve Bryan Woods’un üstlendiği; oyuncu kadrosunda Hugh Grant, Sophie Thatcher, Chloe East’in yer aldığı ve geçtiğimiz yılın son yarısında çok ses getiren korku filmlerinden olan Heretic (2024); Hugh Grant’in alışıldık romantik komedi rollerinin dışına çıkarak bambaşka bir karaktere hayat vermesiyle dikkat çekerken; ikircikli yapısıyla da ortalama bir korku/gerilim filminin ötesine geçerek, izleyiciyi bağlam içinde entelektüel olarak doyurup düşünmeye sevk ediyor. Film iki genç misyoner kızın, kiliseye katılmaya istekli görünen Mr.Reed’in evine gitmesini konu alıyor.

Misyoner kızlar, “Mormonlar” olarak bilinen bir tarikata mensuptur. Mormonluk, 1820 yılında ortaya çıkmış ve zamanla tüm dünyaya yayılarak bugün merkezi Utah’ta bulunan bir tarikata dönüşmüştür. Her ne kadar kendilerini Hristiyanlığın bir mezhebi olarak tanımlasalar da, Hristiyan inancının büyük bir kısmını — hatta temel prensiplerini — paylaşmazlar. Bu nedenle, Hristiyanlığın diğer mezhepleri tarafından sıklıkla “sapkın” (heretic) olarak görülürler. Katı kurallarla yönetilen ve komünler hâlinde yaşarlar. Bu açıdan, din ve dinin yaşanması hakkında entelektüel sorgulamalar yaparken kolaya kaçıldığını düşünmemek elde değil.

Kızlar, kendi kuralları gereği evde kadın bulunmadıkça içeri giremeyeceklerini söyleseler de, Mr.Reed’in manipülatif tavırları sonucu, eşinin mutfakta olduğuna inanarak eve giriyorlar. Mr.Reed bu noktada öylesine kendinden emin bir şekilde konuşuyor ki, benim gibi bazı izleyiciler de gerçekten eşinin evde olduğuna inanmış olabilir.

Mr.Reed’in evi, daha ilk bakışta izleyiciye klostrofobik ve boğucu bir atmosfer sunar. Her ne kadar Mr.Reed dışa dönük, neşeli ve cana yakın görünse de — ki bu algıda Hugh Grant’in önceki rollerinin bilinçdışı bir etkisi olabilir — öngörülemeyen davranışları, evin loş ışıklandırması ve karanlık sinematografisiyle birleşince filmdeki gerilim giderek tırmanır. Yapımın ilk bölümünde inanç, bu üç karakter üzerinden sorgulanırken; izleyici de, kızların katı inanç sisteminin doğasına benzer şekilde, sınırları belirli, esnemeyen ve kaçış imkânı tanımayan bir atmosferin içine hapsolur.

Tek mekânda geçen filmler, sinematografi, ışık kullanımı ve olay örgüsü açısından kimi değerlendirmelerde dezavantajlı görülebilir. Ancak bu unsurlar belirli bir uyum içerisinde bir araya geldiğinde, yıllar sonra dahi hatırlanacak etkileyici yapımlar ortaya çıkabilir. Heretic’in özellikle ilk bölümü, konusu itibarıyla bana Richard Schenkman’ın yönetmenliğini üstlendiği The Man from Earth (2007) filmini anımsattı. Her iki film de tek bir ortamda geçmesine rağmen, izleyiciyi insanlık tarihinde bir yolculuğa çıkararak inanç sistemlerinin ve kökenlerinin sorgulanmasına olanak tanır. Bu yönüyle, yalnızca duyusal değil zihinsel olarak da derinlikli bir deneyim sunar; adeta bir kitap okuyormuş hissi yaratarak her seyircinin kendi iç dünyasında farklı anlamlar üretmesine imkân verir.

Mitik Trivia

Tüm inanç sistemlerinin temel amacı, insanları kontrol........

© Film Hafızası