Faiz indirimleri başlıyor, ya sonrası?
Geçtiğimiz hafta açıklanan önemli verilere kısaca göz atalım. İlk olarak enflasyondan başlayayım; Türkiye İstatistik Kurumuna göre Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık 5,05; aylık %1,37 arttı. İkinci olarak Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerine bakıldığında mayıs ayında tüm sektörlerde daralmanın sürdüğünü görüyoruz. Üçüncüsü, ekonomik güven endekslerinde anlamlı bir pozitif gelişme yok. Son olarak işgücü istatistikleri, istihdamın kayda değer bir şekilde artmadığını teyit ediyor. Hatta tekstil ve hazır giyim sektörlerindeki bir yıllık istihdam kaybı 65 bini aşmış durumda.
Tüm bu değişkenler aynı yönü gösteriyor: Ekonomide ikinci çeyrekte görülen durgunluk üçüncü çeyrekte de devam ediyor. Gelin detaylara bakalım.
Enflasyonla başlayalım. Resmi enflasyon verisine olan yaygın güvensizlik, esasında Türkiye’ye özgü değil. Konunun siyasetçilere olan güvensizlik boyutunu bir kenara koyarsak, verilerin inandırıcı olmamasının temelinde enflasyon yükünün farklı toplum kesimleri arasında dengeli paylaşılmaması yatıyor. Bir başka ifadeyle ‘hissedilen’ enflasyon sınıfsal olarak ayrışıyor. Açalım.
DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) yayınladığı düzenli raporlar bu konuda yardımcı olabilir. TÜİK verilerinden yaptıkları hesaplamaya göre, toplam nüfusun en yoksul yüzde 20’si, toplam gelirin sadece yüzde 6,3’ünü alıyor. Diğer yandan en zengin yüzde 20, toplam geririn yüzde 48,1’ini alıyor. Bu........
© Evrensel
