menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Akademide mimarlığı sorunsallaştırmak

19 25
31.05.2025

Bu başlığı yarın, 1 Haziran Pazar günü, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin “Ücretli Çalışan ve İşsiz Mimarlar Komisyonu”nun düzenlediği, tüm gün sürecek panelin başlığından ilhamla yazdım. Bu vesileyle, ilgili kişileri de panele davet etmiş olayım.

Komisyonun adı sadece mimarlık üretim alanından gelir elde etmede açığa çıkan sınıfsallığa işaret etmiyor; aynı zamanda sistemin sürdürülebilirliğini sağlayan özelliklerinden biri, rekabetin en görünür olduğu bir alan olarak mimarlığın, meslek odası bağlamındaki uzlaşmaz zıtlığına/antagonizmasına da vurgu yapıyor.

Şöyle ki, malum bir yanda, dünyada da Türkiye’de de yıldız/star mimar olarak sıfatlandırılan işverenler var. Diğer yanda ofislerindeki proje ve uygulama üretimleriyle hayatını sürdüren ama -henüz- yıldız/star olarak sıfatlandırılmayan işverenler var.

Bunların berisinde de komisyonun alanına giren kamuda/özel ortamda vb. ücretli çalışan mimarlar ve de bir geliri olmayan işsiz mimarlar var.

Tüm bu gruplar belli bir lisans eğitimi alsalar bile, hayata başladıkları coğrafya, sınıfsal konumları ve sistemsel işleyiş nedeniyle birbiriyle çelişkili, uzlaşmaz zıtlık içindeler. Örneğin işçi-işveren ikiliği içerisinde görülen ilişki, aynı zamanda bir güç ilişkisidir.

Bu çerçevede güç istencini biraz açmak gerekir. Nietzsche’ye göre olgular dünyasında sadece ve sadece güç istenci vardır. Her bir güç odağı, gücünü arttırmaya çalışır. Güçler etkilediği oranda sürekli etkilenmektedir de. O halde sadece güç........

© Evrensel