menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Memoria

26 15
16.01.2025

Canım adaşım Sevgili Şebnem İşigüzel’in “Memoria” romanını uzun süren bir okuma macerası sonunda hüzünlenerek tamamladım. Hüzünlendim çünkü anlatılan zorlu hikayemizin ötesinde, aldığım edebi hazzın bitmesini hiç istemiyordum. Uzun sürdü çünkü bir yandan bitmesin isterken bir yandan da yollardaydım ve her istediğimde elime alıp okuyacak yer ve zaman bulmak çok zordu. Her elime aldığımda çoktan yitirdiğim sevdiklerimizin, onların hem de kendi hatırladıklarımın izini sürmenin acısıyla kucaklıyordum “Memoria” yı. Yüzyıllık acıların yüreğimizde taşıdığımız ağırlığı vardı her satırında. O satırlardan bir alıntı daha iyi anlatır: “Başımıza gelmeyen kalmazdı. Neden? Çünkü dünya, yüz yıl önce tam da buradan yırtıldı da ondan. Koskoca imparatorluk, çökerken peşinden dünyayı sürükledi. Bu yüzden de başımıza gelmeyen kalmıyordu. Dediklerimi anlıyor musun? Bu, sadece bu toprakların hikâyesi değil. Dünyanın hikâyesi.”

Dünyanın hikayesi anlattıkça ağzımızda acılaşıyor durmadan. Geçmiş şimdi bu topraklarında dahil olduğu koca bir coğrafyada durmadan yaşanan katliamlarla, soğuktan, açlıktan ölen çocukları soykırıma terk etmiş dünyayı o yırtılan yerden sürüklüyor geleceğimize doğru... İnsanları bırakıp gitmemiş bir hekim kayıplara karışıyor, hastanesi yerle bir edilirken. Hastaneler, sağlık emekçileri ve basın emekçilerinin savaşlarda, çatışmalarda hedef alınması, insancıl hukukun ihlali demek olsa da yalnızca 2024 yılında Sınır Tanımayan Gazetecilerin verilerine göre 54 basın emekçisi öldürülmüş. Yalnız 16’sı........

© Evrensel