“Bir eski Acem şairi :

“Ölüm âdildir” — diyor,—

“aynı haşmetle vurur şahı fakiri.”

Hâşim, neden şaşıyorsunuz?

Hiç duymadınız mıydı kardeşim,

herhangi bir şahın bir gemi ambarında

bir kömür küfesiyle öldüğünü?...

(...) Biliyorum,

ölümün âdil olması için

hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz...”

İzmir’in Foça ilçesinde 24 Ekim Perşembe günü metrekareye 1.5 saatte yaklaşık 144 kilogram yağış düştü. Dereler taştı, evler, tarlalar, caddeler sel suları altında kaldı. Arabası ile sele kapılan 70 yaşındaki Bülent Kaptanoğlu adlı vatandaş yaşamını yitirdi. Kaybolan cesedine iki gün sonra ulaşılabildi. Yetkililer ilçenin altyapısının bu tür “afet”lere yetersizliğinden çok suçu küresel ısınmanın yol açtığı aşırı iklim olaylarına atmayı yeğlediler yine. Yerel yönetim siyasi iktidarın engellemelerine, merkezi idarenin başındaki iktidar ise ana muhalefetteki yerel yönetimin becereksizliğine dem vurup, topu birbirine attılar. Olan, bir insanın canına (İnsan dışında kaç canlının öldüğü sayısı bile belli değil) ve malına oldu, oluyor.

İngiltere’de yayımlanan Lancet tıp dergisine göre zenginler yoksullardan 8 yıl daha fazla yaşıyorlar. Beslenme rejimleri, temiz ve sağlıklı gıda, suya, havaya erişimi kadar, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden kaynaklanan seller, yangınlar, kuraklık, hastalıklar zenginlere daha az zarar veriyor. O nedenle Acem şairinin “Ölüm adildir” yargısını, bir gemi işçisinin kömür küfesiyle ölümü ve herhangi bir şahın bu şekilde ölme olasılığı ile çürütmeyi tercih etmiş Nâzım Hikmet. Öyle ya, hiç zenginlerin ölümü ile yoksul ölümü bir olur mu?..

Ahmet Arif de “fukara ölümü” diye tanımlıyor yoksulların ölümünü;

“Ölüm bu,

Fukara ölümü

Geldim, geliyorum demez.

Ya bir kuşluk vakti, ya akşamüstü,

Ya da seher, mahmurlukta,

Bakarsın, olmuş olacak.

Bir hastan vardır umutsuz,

Hayreti uykularda,

Hayreti soğuk sularda.

Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri,

İki mavi, kocaman korku çiçeği,

Açar, derin kuyularda...”

Bir patronun, sermaye sınıfından bir kodamanın, bir burjuvanın, mesela Soma’da-Zonguldak’ta bir grizu........

© Evrensel