menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Avantaj devam ediyor

22 1
25.02.2025

Fenerbahçe teknik direktörü Jose Mourinho’nun Galatasaray’ın UEFA Avrupa Ligi play-off eşleşmesinde Az Alkmaar ile oynadığı iki maçı (buna grup aşamasında AFC Ajax karşılamasını da ekleyebilirim) analiz ederek dünkü karşılaşmaya dörtlü bir formasyonda çıkabileceğini öngörmüştüm. Bunu düşünmemin iki nedeni vardı.

Ancak maçtan önce gelen kadro ortaya koydu ki Mourinho Galatasaray’ı yenmek için kanatlarda ikişer futbolcunun yer aldığı dörtlü formasyona (4231 veya 433) gerek duymuyor. Artı Dzeko’yu benzer bir görevde kullanmak istemiyor. Burada Mourinho’nun, “ben büyük takımım, oynayacağım takıma göre formasyon ve taktik değişiklik öngörmem, takımım çıkar herkesin bildiği, ama önlem alamadığı oyununu oynar” düşüncesiyle hareket ettiği kanaatindeyim.

Ancak maç sırasında gördük ki Fenerbahçe’nin galibiyet için çok daha fazla ve farklı şeyler yapması gerekiyor. Fenerbahçe bunları yapmadı. Sadece iyi bildiği ve oynadığı bir set üzerinden Galatasaray’ı yenmeye çalıştı.

Neydi bu set? Dzeko’nun orta sahada iç koridora gelerek pas trafiğinde duvar olması, ardından da soldan bindirme yapan Filip Kosiç’i kaçırması.

Fenerbahçe bunu maçta derli toplu olarak sadece bir kez yapabildi.

Dakika 3,49. Galatasaray hücum hazırlığında. Merkezdeki Przemyslaw Frankowski sağ çizgideki Sallai’yi gönderiyor topu. Sallai’nin karşısına Yusuf Akçiçek çıkıyor. Bunun üzerine Sallai geriye dönerek kendisine yanaşan Frankowski’ye tembel bir pas veriyor. Bu topu Kostiç kazanıyor. Biraz ilerledikten sonra Fenerbahçe’nin hücum setinin gereği olarak merkezdeki Edin Dzeko’ya oynuyor ve çizgide koşmaya başlıyor.

Fenerbahçe’nin klasik hücum setine bakıyoruz. Kostiç merkezdeki Dzeko’ya oynadıktan sonra çizgiden bindirmesine başlıyor.

Fenerbahçe’nin klasik hücum setine bakıyoruz. Kostiç merkezdeki Dzeko’ya oynadıktan sonra çizgiden bindirmesine başlıyor.

Dzeko da kontrol ettikten sonra topu çizgide bindiren Kostiç’in önüne atıyor.

İki saniye sonrası. Dzeko’ya topu soldan bindiren Kostiç’in koşu yoluna gönderiyor.

İki saniye sonrası. Dzeko’ya topu soldan bindiren Kostiç’in koşu yoluna gönderiyor.

Dzeko’nun pasıyla buluşan Kostiç biraz ilerleyip Galatasaray ceza sahasına giriyor ve yerden sert bir top kesiyor Youssef En-Nesyri’nin bulunduğu noktaya. Bu topu Sànchez havalandırıyor. Mario Lemina ise kendisine gelen bu topu kafasıyla yanlış yere, Galatasaray ceza sahasının merkezine doğru gönderiyor.

Yedi saniye sonrası. Sànchez’in kestiği topu Lemina kafasıyla Youssef En-Nesyri’nin olduğu noktaya doğru gönderiyor.

Yedi saniye sonrası. Sànchez’in kestiği topu Lemina kafasıyla Youssef En-Nesyri’nin olduğu noktaya doğru gönderiyor.

Orada Youssef En-Nesyri var. Soluyla vuruyor, ancak top yandan farklı biçimde dışarı çıkıyor.

İki saniye sonrası. En-Nesyri’nin soluyla yaptığı vuruş farklı dışarı çıkacak.

İki saniye sonrası. En-Nesyri’nin soluyla yaptığı vuruş farklı dışarı çıkacak.

Fenerbahçe bu seti 10,52’de de oynamaya çalıştı. Ancak Sallai-Sara-Torreira üçlüsü buna izin vermedi.

Galatasaray’a gelince.

Biraz gözden kaçıyor olabilir, ancak Galatasaray gerek devre arası transferleri, gerekse de sakatları nedeniyle oyun olarak kendi formatının bir hayli dışına çıktı. Bunu biraz açmak istiyorum.

Galatasaray sahaya dün kanatlarda Przemyislaw Frankowski / Rolland Sallai ve Eren Elmalı / Barış Alper Yılmaz’ın yer aldığı dörtlü formasyonla çıktı. Galatasaray’ın deplasmanda Fenerbahçe’yi 3-1 yendiği maçta kanatlarda Kaan Ayhan / Barış Alper Yılmaz ile Ismail Jacobs / Yunus Akgün oynamış ve bu maçın kaderini Galatasaray’ın sol kanadı belirlemişti. Jacobs’un sürekli ileriye bindirmesi Akgün’e boş koridorlar yaratmış, o da bunlardan oldukça yararlanmıştı. (Ayrıca Fenerbahçe üçlü yerine dörtlü bir formasyonda sahaya çıkmıştı.)

Dünkü maçta Galatasaray’ın hücum zenginliğini yaratmasının iki yolu vardı.

Dün bunların ikisi de büyük oranda gerçekleşmedi.

İlk olarak Frankowski-Sallai ikilisi birbirlerini iç koridor-dış koridor paylaşımlarıyla tamamlayan ve takım oyununu yukarı çeken bir uyum ortaya koyamadılar.

Buraya Frankowski-Sallai uyumsuzluğu ortaya koyan iki örnek bırakıyorum. İlki dakika........

© Evrensel