menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Atık sömürgeciliği’ ve Avrupa’nın çöp kutusu olarak Türkiye: Avrupa’nın çöp kutusuyuz!

23 8
28.07.2025

Türkiye kapitalizminin agresif büyüme stratejisi, ülkeyi güvencesiz ve esnek çalışmanın hakim olduğu bir ucuz iş gücü cehennemine ve doğal kaynakların sömürge madenciliğiyle talan edildiği bir çevre enkazına dönüştürmekle kalmadı. Anadolu coğrafyası emperyalist ülkelerin “çöplüğü” olma yolunda da hızlı adımlarla ilerliyor.

Çöp dendiğinde kullanılamaz, işe yaramaz, eskimiş eşyalar ve atıklar yerine; mübadele değeri kazanmış, uluslararası ticaretin ve sermaye birikiminin parçası haline gelmiş meta yığınlarını anlamamız gerekiyor. Çöplerin geri dönüştürülmesi, atık yönetimine dayalı sanayileşmenin artışı ve gelişmiş devletlerin çöplerinden kurtulmak için diğer ülkeleri çöplüklere dönüştürmesi eş zamanlı ilerliyor.

Giacomo D’Alisa ve Federico Demaria, küresel atık yönetimini Güney İtalya ve Hindistan üzerinden inceledikleri makalelerinde “kirlilik yoluyla birikim” (accumulation by contamination) kavramına işaret ederler. Kavramı, Karl W. Kapp’ın şirketlerin çevresel maliyetleri kaydırma eğilimi teorisi ile David Harvey’in mülksüzleştirme yoluyla birikim teorisini sentezleyerek türetmişlerdir. Atık sektörünün finansallaşmasıyla sermayenin kirlilik maliyetlerini ve zararlarını kamunun üzerine yıkmalarını, devlet destekli büyümelerini ve sermayenin genişlemesindeki rolünü incelerler. Şirketler atığın yönetimi ve bertarafında devletlerden aldıkları teşviklerle yüksek kârlar elde ederken, emek ve çevre maliyetlerinden kurtulmanın yollarını [1].

‘Kirlilik yoluyla sermaye birikimi’ atık endüstrisini her yıl büyütüyor. Küresel atık ve geri dönüşüm hizmetleri pazarı 2020’de 55.1 milyar dolardan 2022’de 60.41 milyar dolara yükselirken, 2030 yılına kadar sektör büyüklüğünün 88 milyar dolara çıkması bekleniyor. 2017’de 330.6 milyar dolar olan küresel atık yönetimi endüstrisinin değerinin ise 2050’de 530 milyar dolar seviyelerine çıkacağı tahmin [2].

Sektörün ekonomik büyüklüğünü arttıran bir etken de başlı başına atık yönetimi maliyetlerinin yüksekliği. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Katı Atık Birliğinin ortak raporuna göre 2023’te 2.1 milyar ton olan katı atık üretiminin 2050’de 3.8 milyar tona çıkacağı öngörülüyor. Dünya genelinde 2020’de atık yönetiminin maliyetinin 252 milyar dolardan 2050 yılına doğru 640.3 milyar dolara yükselmesi [3] Mordor Intelligence’ın küresel atık yönetimi pazarı analizi raporunda ise atık yönetimi pazarının 2025 yılında 1.43 trilyon dolar gelir elde ettiği, 2030 yılına kadar bu meblağın 1.97 trilyon dolara ulaşacağı bilgisi yer [4].

Atık yönetimi ve bertarafı işlerinden kamunun çekilmesiyle ortaya çıkan boşluğu dolduran şirketler, atık yönetimi maliyetlerini kendileri için kârlılık alanlarına dönüştürüyorlar. Küresel meta zincirlerindeki pozisyonunu büyütmek ve güçlendirmek isteyen........

© Evrensel