menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Utanıyorum

34 1
29.03.2025

Ekonomik krizler ekonomik sistemlerin çok net anlaşılabilmesine olanak sağlayan nadide anlardır. Krizlerde kapitalist devletin hangi kesimlerin yanında, hangilerinin ise örtülü şekilde karşısında olduğu çok net görülür. Ne var ki, tam bir burjuva uyanıklığı ile krizlerde yoksulun ezilmesi de piyasa işleyişinin bir sonucu olarak halka yutturulabilir. Bu koca yalanı yutan olduktan sonra, mesele yoktur!

Sosyal krizler de toplumsal yapının dokusunu ele veren nadide anlardır. İçinden geçtiğimiz derin kriz esnasında yandaş medyada “akıldanelerinin“ mantık paralamadaki birbiri ile yarışları izlendiğinde, dünya matematik şampiyonasında tüm rakiplere parmak ısırtacak derecede yüksek olduğu görülür. Yazık, gerçekten utanıyorum!

Medyada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve onun etrafında CHP ile ilgili beyanları dinledikçe, öylesine zeka fışkırmalarına tanık oluyoruz ki, bunlara karşı tepki artık kızmanın ya da sinirlenmenin çok ötesine geçerek, insanın kahkaha ile gülmesi geliyor. Eğitim sistemimizden felsefe, mantık ve matematik derslerinin kaldırılması ya da hafifletilmesinin toplumun şekillenmesinde ne denli yararlı ve etkili olduğu yaşananlardan çok net anlaşılıyor.

Efendim, gelelim konumuza; İstanbul Üniversitesi 30 küsur yıldan sonra uyanarak, bazı diplomaları iptal ediyor. Ben de bu üniversitenin bir mezunuyum; acaba bir gün benim diplomam da iptal ediliyor olabilir mi? Bu nasıl bir gaflet ve cehalettir ki, iptal edilen diplomaların altında dönemin makbul rektörünün imzası var; ellerine bu belgeleri alanlar kamu ve/veya özel kesimde iş tutmuşlar, hatta bir hanımefendi hocamız bu diploma üzerine bir de muteber bir yabancı üniversitede yüksek eğitim almış olarak şu anda muteber bir üniversitede bölüm başkanı olarak görev yapmaktadır. Bu süreçte bir görev mi yapıldı; birilerinin durumunun meşrulaştırılmasına mı çalışıldı; birilerinin kazanılmış hakları kazanılmamış haklara mı dönüştürüldü, bilemiyorum! Bildiğim tek şey, olması gereken siyasi mücadele alanının hatırı sayılır idari alanlara tebdil edilmesi olarak gözüktüğüdür. Belki de, bir tartışmayı sonlandırmak ya da bir taşla iki kuş vurma hesabı yapılmış olabilir! Olabilir de, mücadeleyi dürüstçe siyasi alanda yapmak yerine, binbir soruna yol açan usulsüzlüklere, Sıffın Savaşı benzeri entrikalarına ne gerek vardı ki? Bu savrulmalara utanıyorum!

Peki, diyelim ki, İBB Başkanının diploması gerçekten sahte idi, bu zat 16 milyonluk İstanbul’u........

© Evrensel