menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Güç dengeleri

23 3
07.08.2025

“Sular yükselince balıklar karıncaları, sular çekilince karıncalar balıkları yer. Kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir” diyor bir Kızılderili atasözü. Bu özdeyiş, sadece doğanın değil, toplumsal yaşamın da temel yasalarından birine işaret ediyor: Güç dengeleri, sadece o an oluşan bir şey değildir; mücadeleyle şekillenir.

Kapitalist üretim ilişkileri içinde, patronlar ile emekçiler arasındaki mücadele, tarihsel olarak süreklilik taşıyan, çelişki ve çatışmayla biçimlenen bir zeminde ilerler. Bugün Türkiye’de bu güç dengesi belirgin biçimde sermaye sınıfının lehine dönmüş durumda. Özellikle son yıllarda uygulanan ve düşük ücret, güvencesizlik ve esnek çalışmanın merkezinde yer aldığı “despotik emek rejimi” emekçileri her geçen gün daha güvencesiz, örgütsüz ve savunmasız hale getirdi. Bu dönemde sendikalar, işçilerin sadece ücret ve hak mücadelesinde değil, insanca yaşam hakkı mücadelesinde bile yeterince etkin bir rol üstlenemediler.

Türkiye’deki sendikal hareketin mevcut koşullardaki zayıflığı tesadüf değil, doğrudan sınıf mücadelesi dinamikleriyle, sendikal bürokrasinin işleviyle ve devletin emek üzerindeki baskıcı politikalarıyla doğrudan bağlantılı. Şöyle ki, Türkiye’deki sendikaların önemli bir bölümü, işçilerin taleplerini........

© Evrensel