Yasa işçiyi değil Koç Holdingi koruyor
Bu hafta, yasa ile grev yasağı kapsamında olan TÜPRAŞ’ta toplu iş sözleşmesi (TİS) imzalandı. İşçiler TİS sürecinde her ne kadar zaman zaman üretimi etkileyecek eylemler yapsa da TÜPRAŞ’ın grev yasağı kapsamında olmasının sonuç üzerinde doğrudan etkisi olduğunu görmemek mümkün değil. Somut olarak TİS ve grev hakkının ve bu haklarla sıkı sıkıya bağlı sendika hakkının çiğnendiği bir süreci yaşamış olduk. Yasa, binlerce işçi ve ailesini değil Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarından birisi olan Koç Holdingi korudu, kolladı.
Oysa sendika, TİS ve grev hakkı, Anayasa’dan ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan temel bir haktır. Sendika hakkı ile toplu pazarlık ve grev hakları arasında ayrılmaz ve yaşamsal bir bağ vardır. İşçilerin, sendikalar aracılığıyla toplu pazarlık yaparak ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumaları için grevin hak olması mutlak bir gerekliliktir.
Grev hakkı, patronlarla işçiler arasındaki eşitsizliği işçiler lehine dengelemeyi amaçlamaktadır. Sendika hakkı doğal olarak TİS ve grev hakkını da içermekte olup, bu durum Anayasa Mahkemesi kararlarına da yansımıştır. Bu nedenle grev hakkı olmadığında sendika hakkının varlığından da bahsedemeyiz.
Ülkemizde ise grev hakkını kullanılmaz hale getiren yasal düzenleme ve uygulamalar bulunmaktadır. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 62. ve 63. maddeleri grev hakkını, hakkın özüne dokunacak şekilde sınırlamıştır. 62’inci maddenin ilk fıkrasına göre “Can ve mal kurtarma işlerinde; cenaze işlerinde ve mezarlıklarda; şehir şebeke suyu, elektrik, doğal gaz, petrol üretimi, tasfiyesi ve........© Evrensel
