Burası muz cumhuriyeti değil, Sayın Özel!..
CHP pusulayı iyiden iyiye şaşırdı. Genel Başkan Özgür Özel’in hal ve söylemleriyse, çoktan akıl çizgisinin dışına çıktı.
Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. Kimsenin babasının çiftliği değildir. Anayasa’dan başlayıp, en alt düzeydeki yönetmeliklere kadar, yürürlükteki tüm hukuk kuralları, bu ülkede yaşayan herkes için bağlayıcıdır.
İşine gelmeyen her konuda kalkıp, “Mahkeme kararını tanımıyoruz. Sarayın yargısı… Bildiğimizi okuruz. Kimse bize karışamaz…” diyemezsiniz.
Herhangi bir mahkemenin kararını beğenmeyebilirsiniz. Eleştirebilirsiniz. Haksız bulabilirsiniz. Zaten bunun için temyiz ve yeniden yargılanma yolları düzenlenmiş. Beğenmediğiniz bir yargı hükmüne karşı, bir üst mahkemeye başvurabilirsiniz. Ama hiçbir zaman, “Yargının hükmünü tanımıyoruz…” diyemezsiniz. Herkes gibi siz de yasalara ve yargı kararlarına uymak zorundasınız.
CHP BÜROKRASİ HER ZAMAN İKTİDAR(DI)
1950’deki Demokratik Devrim’den sonra, milletin iradesi devlete hâkim olmaya başladı. Milletin son 75 senedir vermediği tek başına iktidarı, bürokrasi üzerinden bir şekilde elde ettiniz.
Üniversiteler, medya, ordu, azgın sermaye ve yargı hep sizin kontrolünüzdeydi. Devletin bu erklerini haksız ve hukuksuz şekilde tepe tepe kullandınız.
Millet, seçtiği iktidarları ‘muktedir’ yapmaya çalıştıkça, elinizdeki bürokratik güçleri kullanarak, her defasında milletin iradesini iktidardan uzaklaştırmayı becerdiniz.
Yetmediği hallerde de, Batılı müttefiklerinizin de omuz vermesiyle, siyasî iktidara karşı darbe yaptırdınız.
Üniformasını soyunan emekli generallerin, üniversiteden resen emekli edilen akademisyenlerin, bir yığın yazar-çizer takımının ve yüksek yargıdan emekli olan elitlerin, soluğu CHP’de alması boşuna değildi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, bizzat CHP’nin ‘Batıcı’ elitleri tarafından yönetimden uzaklaştırılması ve bilhassa vefatının ardından, Türk Milletine karşı bir ‘terbiye düzeni’ kurdunuz.
VATANDAŞI AŞAĞILADINIZ
Demokrasi ve millî irade kavramlarını dilinizden düşürmediğiniz halde, bu kavramları, hep Roma İmparatorluğu mantığıyla kullandınız. Evet, her ‘vatandaşın’ devlet yönetimi üzerinde söz hakkı vardı. Lakin ülkede yaşayan herkes ‘vatandaş’ sayılmazdı. Başta kadınlar ve elit olmayan sade vatandaşlar, zaten ‘vatandaş’ bile sayılmadığından, devlet yönetiminde asla söz hakları olmazdı.
Ne güzel, değil mi? Her vatandaş siyasî erk üzerinde söz sahibi; ama ülkede yaşayan herkes ‘vatandaş’ değil…
Hakkınızı yemeyelim… Siz onlardan bir gömlek daha........
© Eurovizyon
