Mete Tunçay Türkiye'de gerçek tarihin dili olmuştu
"Müslüman olmakla Arap harflerini kullanmak arasında doğrudan bir bağ var ve bizim devrim bu bağı kırdı. Bunu bilinçli yaptı Tarık b. Ziyad'ın geri dönülmesin diye gemileri yakma hadisesidir bu. Latin alfabesi dinle ilişkili olarak getirildi."
2011 yılındaki bir söyleşisinde yukarıdaki çarpıcı cümleleri söyleyen Mete Tunçay 18 Ağustosta vefat etti.
Yakın dönem Türk siyasî tarihindeki tabulara dokunmaya cesaret edebilen son eski tüfeklerdendi. Sosyalistti ama Kemalist değildi.
Kaybettiğimiz kişi, dürüst bir şekilde Atatürk’ü ve icraatını eleştirmiş, bu yüzden adı Aydın Yalçın gibi sağcılar tarafından "Atatürk düşmanı"na çıkarılmış, hem sağdan hem de soldan Kemalistlerin defalarca hücumuna uğramış ama onlara pabuç bırakmamış, mağduriyetine rağmen kendi yolunda yürümeyi tercih etmiş bir aydınımızdı.
Mete Tunçay fikren bir liberalin olabileceği kadar özgürlüğe açık ama siyaseten sola yatkın ve Marksizme göz kırpan, dahası Türkiye’de solun tarihi üzerine tutkulu çalışmalarıyla tanınan titiz bir akademisyendi. Muhalifliği kendisine benzeyen gazeteci Arif Oruç’un Bulgaristan’da yayımladığı Yarın broşürlerini Arif Oruç’un Yarın’ı adıyla bastırmış olması manidardı.
2017 sonlarında Bilgi Üniversitesi’ndeki odasında yoğun pipo dumanına gark olarak yaptığımız görüşmede Arif Oruç’un Yarın’ı’nı yeniden basmak istediğimi söylemiştim. Kabul etmedi. Belli ki 1991 yılında bastırdığı bu ateşin kitabı çeyrek asır sonraki Türkiye’nin kaldıramayacağı kanaatindeydi. Haklıydı sanırım.
Talebelerinin de söylediği gibi Mete Bey fikir özgürlüğüne sonuna kadar açık biriydi. 1981 gibi 12 Eylül Atatürkçülüğünün heykelleşme aşamasında Türkiye’de Tek-Parti Yönetiminin Kurulması (1923-1931) adlı kitabını yayımlama cesaretini göstermişti ki, Kenan Evren faşizmine ayakta alkışlanması gereken bir kafa tutma eylemiydi. İki yıl sonra 1402 sayılı kanunla Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki öğretim üyeliği koltuğunu kaybettiğini söylememe gerek yok herhalde.
Bir daha........
© Ensonhaber
