Lozan, İmparatorluğun tasfiye edildiği antlaşmadır
102 yıl önce imzalanan Lozan Barış Antlaşması çok konuştuğumuz ama hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz bir tarihî olaydır.
Oysa resmi tarihçilerin işi gücü beyinleri sloganlara boğmak.
Lozan Cumhuriyetimizin tapusu imiş!
Fikirsiz yetişen nesiller için bulunmaz bir nimet bu Kemalizm.
Sahte “K.Atatürk” imzası koydun mu profiline, tutmayın küçük enişteleri. Ağızlarına geleni söyleme ve kılına dokunulmama hürriyetini garanti etmişler demektir.
Öte yandan “tapu” söylemi tehlikelidir de. Tapu dediğin tapu dairesinden alınır. Peki biz hangi daireden aldık vatanımızın tapusunu? Ya tapu müdürü kimdi? İngiltere mi ABD mi yoksa Fransa mı?
Tarihle oynarsanız elinizde patlar. En iyisi, tarihi silahsızlandırın. Yaftalara, sloganlara, klişelere sığınmadan konuşmayı öğrenin.
Onun için Lozan’ı önce onu anlayalım, anlamak için de bir zahmet okuyalım. Tartışan, kılıçlar değil, kafalar olsun.
Yıllar önce bir makaleye rastlamıştım Türk Tarih Kurumu’nun 80. Yılında 2003 Penceresinden Lozan Sempozyumu başlığını taşıyan kitabında namlı bir prof makalesine Lozan Antlaşması’nın azınlıklar hakkındaki maddelerini koymuş. Lakin resmi antlaşma metni ile makaledeki madde numaraları birbirini tutmuyordu. Onun 37. madde dediği Lozan’da 36., onun 40. madde diye zikrettiği ise 39. madde çıkıyordu. Acaba nedendi bu farklar?
Merak edip metni alıntıladığı Seha Meray’ın aşağıda künyesini........
© Ensonhaber
