menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

LÜBNANLAŞMA VE KOTA SİYASETİ

8 0
sunday

İsmail Saymaz, MHP lideri Bahçeli'nin bir konuşmasında "CB yardımcılarından birinin alevi birinin Kürt olması gerektiğini" söylediğini yazdı.

Bu vahim sözler bugüne kadar yalanlanmadı.

Yalanlanacağını da sanmıyorum. Çünkü Bahçeli'nin liderlik tarzında -hata yaptım-erdemliliği yoktur. Her parti lideri(elbette istisnaları var) bir yarı Tanrı'dır,hata yaptım demeyi -kibirlerine- yediremezler.

Bir toplumda farklı renkler farklı etni ve meşrepler olabilir. Bu, millet olmaya mani değildir. Milletleşmek farklı grupları bastırmak değil, toplanmak, bütünleşmek ortak paydalarda buluşmaktır. Ortak noktalarınız yoksa nasıl bir arada yaşayacaksınız.

Bu paydaların başında; din vicdan hürriyeti, vatan, millet, dil ve devletin birliği, insan haklarına saygı gelir.

Her topluluğa bu makam senin, bu şunun diye kota ayırmak o ülkeyi paramparça etmektir.

Kota siyaseti Sevr'de galiplerin Osmanlı'ya dayattığı yönetim biçimidir ve 145/3. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir:" Hükûmet-i Osmaniye işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz ından iki sene sonra ırkî ekaliyetlerin temsil-i nisbisi esasına müsteniden usul-i intihabın tertip ve tanzimi hakkında düvel-i müttefikaya bir proje ita edecektir."

Bugünkü Türkçe ile; galip devletler Osmanlı hükümetine azınlıkların nüfus oranlarına göre temsili için bir proje sunmak üzere iki yıl süre vermişlerdir. Milli Mücadele ve Lozan'la bu anlaşma çöp tenekesine atılınca azınlıkların kota usulü temsili kağıt üzerinde kalmıştır.

Bugün bu usül ile yönetilen ülkelerden biri Lübnan'dır. Lübnan'ın bağımsızlığına kavuştuğu 1943 yılından bugüne kadar iç çatışmalarla boğuşmasının, millet olamamasının nedeni bu yönetim tarzıdır. Daha Erdoğan "milletin çeşitliliğini yansıtan bir anayasa" dediğinde gidişatı sezmiş "Lübnanlaşma Temayülü"........

© Enpolitik