Cumhurbaşkanı Erdoğan Neden Kabineyi Değiştiriyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir kabine arayışına yönelmesinin arkasında hem siyasi hem ekonomik hem de idari düzlemde bir dizi etken mevcut. Ancak bu etkenleri ve sebepleri sadece iç dinamiklerle sınırlamak, resmi eksik okumak olur. Neden mi? Çünkü Son dönemde bölgesel ve küresel konjonktürde yaşanan hızlı değişimlerin Türkiye’ye yansıması da bu kararı tetikleyen temel unsurlar arasında yer alıyor.
Erdoğan’ın yeni kabinesinde öncelik güvenlik, diplomasi, ekonomi
Tam da bu yeni dönemde Türkiye'nin hem askeri hem diplomatik kapasitesini eşgüdüm içinde yönetecek, aynı zamanda küresel aktörlerle ilişkilerde soğukkanlılığı elden bırakmayacak bir kadroya ihtiyaç duyuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine revizyonu arayışı, bu stratejik eksende daha profesyonel, istihbarat ve güvenlik geçmişi olan, uluslararası ilişkilerde deneyimli isimlere yönelmeyi de içeriyor.
Ekonomik cephede ise sadece içerideki yüksek enflasyon ya da hayat pahalılığı değil, aynı zamanda dış kaynak arayışında Türkiye’nin itibarını artırma gerekliliği, kabineyi daha güven veren isimlerle takviye etme ihtiyacını doğuruyor.
Körfez sermayesi, Rusya ile ticari derinleşme, Çin’le alternatif finans hatları ve Batı’yla bozulan ilişkilerin yeniden yapılandırılması gibi başlıklarda kabinedeki isimlerin uluslararası muhataplarıyla etkili iletişim kurabilmeleri gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu değişimin ihtiyaç olduğunu düşünüyorsa mevcut isimleri başarısız buluyor demektir.
Yönetimsel olarak da Türkiye'nin çok boyutlu krizlere açık hale geldiği bu dönemde karar alma süreçlerinin daha hızlı, uyumlu ve stratejik ilerlemesi gerekiyor. Mevcut kabinenin bazı üyelerinin bu performansı gösteremediği düşünülüyor. Kamu oyununda kanaati de malûm.
Erdoğan, hem içeride siyasi gücünü tahkim edecek hem de bölgesel rekabetin hızlandığı bu dönemde Türkiye'nin konumunu koruyacak bir ekip arayışında. Bu nedenle kabine revizyonu, sadece iç siyasetteki dengeleri değil; Türkiye’nin bölgesel ve küresel pozisyonunu yeniden tarif etme çabasının da bir parçası olarak değerlendirilmeli.
Kabinede performans krizi
İcracı bakan beklentisi karşılık bulamadı ve değişim derin sevenlerinden biri de bu. Her şeyden önce, 2023 seçimlerinden sonra kurulan kabinenin bazı üyelerinin performansı, kamuoyunda ve parti içinde eleştirilerin odağı haline geldi. Erdoğan, uzun süredir benimsediği “güçlü lider–etkin icracı” modelini sürdürebilmek için, kabinede görev alanların kendi siyasi ağırlıklarıyla değil, uygulama kabiliyetleriyle öne çıkmalarını istiyor. Ancak bazı bakanlıklar, krizleri yönetememek, halkla bağ kuramamak ve ekonomik göstergelere olumlu katkı sunamamakla eleştiriliyor. Tarım, eğitim, ulaştırma ve sosyal politikalar alanındaki memnuniyetsizlikler hem yerel seçim sonuçlarına hem de AK Parti tabanında erozyona neden olan temel başlıklara dönüşmüş durumda.
Ekonomik sıkışma Erdoğan’ı kabineyi yenilemeye zorluyor
Ekonomik açıdan ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in başında olduğu yeni ekonomi yönetimi, “rasyonel zemine dönüş” politikasıyla küresel sermaye çevrelerinden kredi ve yatırım beklentisi yaratmıştı. Ancak bu yaklaşımın siyasi olarak yüksek enflasyon ve zamlarla birlikte halkta memnuniyetsizlik oluşturması, Erdoğan’ı yönetimin diğer alanlarında da........
© ENP Haber
