Bugünlerde “matufiyet” belirsizliği
Sosyal medyanın yoğun kullanımıyla birlikte, bu mecrada işlenen suçların sayısında belirgin bir artış gözlemleniyor. Bu suçların başında ise ‘hakaret’ suçu geliyor. Dijitalleşen dünyada bireylerin sosyal medyada fikirlerini özgürce ifade etmeleri, bazen doğrudan kişinin ismine, fotoğrafına, düşüncesine veya yaşam tarzına yönelik hakaret içerikli ifadelere dönüşebiliyor. Ayrıca, etnik kimliğe, cinsel yönelime ya da dünya görüşüne yönelik nefret söylemlerinde de gözle görülür bir artış yaşanıyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yapılan hakaretler, görünürlük ve hız nedeniyle daha yaygın etkiler yaratıyor ve etik değerler bariyerinin aşılmasını kolaylaştırıyor. Bu nedenle, hakaret suçu yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir mesele olarak da ele alınmalıdır.
Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesi ve devamında düzenlenen hakaret suçunun temel unsurlarından biri, mağdurun belirlenebilir olmasıdır. 126. Maddeye göre, hakaretin kime edildiği konusunda şüphe ya da tereddüt yoksa mağdur belirlenmiş kabul edilir. Bu anlamda ‘matufiyet’ hakaretin kime yönelik olduğunun bağlamdan anlaşılabilir olması anlamına gelir. Mağdurun ismi açıkça belirtilmese bile, ifadelerin niteliği ve bağlamı hedef alınan kişiyi ortaya koyabilir. Birden fazla kişiye hakaret söz konusuysa, grubun belirlenebilir olması........
© Elips Haber
