menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vatandaşlık tanımı değişmeli mi?

27 37
30.07.2025

“Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes…”

1924 Anayasa’sında Türk vatandaşlığının tanımı:

“Madde 88: Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla (Türk) ıtlak olunur.”

27 Mayıs Darbesi’nden sonra hazırlanan 1961 Anayasası’nda ise aşağıdaki şekilde geçmiştir:

“Madde 54: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”

Yürürlükte olan 1982 Anayasası'nın 66. maddesine göre:

“Madde 66: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.”

Kurucu anayasa olarak kabul edilen 1924 Anayasası, savaştan yeni çıkmış, devlet olarak da toplum olarak da henüz modern devlet ve modernleşme sürecine erişememiş, öncülü olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mevcut etkisini kırmak üzere Osmanlı karşıtı olarak inşa edilmiş yani ülkenin geçmişiyle bağı otoriter biçimde kopartılmış, din bağını merkeze alan geleneksel bir coğrafyaya; ırk, ulus ve laiklik gibi modern kavramların jakoben biçimde uygulandığı bir zamanın ürünüdür. Dönemin ruhu, milliyetçilik, ulusçuluk ve hatta ırkçılık merkezli bir modern ulus devleti öngörmektedir ve ona göre de bir anayasa yazılmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, sadece askeri ve siyasi alanda değil aynı zamanda toplumsal alanda da değişimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının devamını sağlamak için gerekli görüyordu. Ve bu minvalde, ülkeyi bir arada tutan din birliğini, laiklik ile ortadan kaldırırken din birliğinden boşalan koltuğa bir birleştirici unsur yerleştirmesi gerekiyordu ve formülü Türklük olarak buldu. Zaten dönem itibariyle de oldukça uygun bir ideolojiydi zira milliyetçilik fikri oldukça popülerdi. Lakin sorun şuradaydı ki Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk........

© Elips Haber