ABD’nin ikincil yaptırımları kapsamında Türkiye’de risk ihtiva eden sektörler
ABD’nin küresel yaptırım politikaları, Türk şirketleri için ciddi riskler barındırıyor. Peki, bu risklerin kaynağı ne ve hangi sektörler tehdit altında?
ABD yaptırımları diğer yaptırım programlarından farklı olarak “extraterritorial” yani sınır ötesi etkiye sahiptir. Bu etki genel olarak ikincil yaptırımlar kapsamında doğar ve Türk şirketleri doğrudan ilgilendirir. Bu yazımızda bu etkinin nasıl tesis edildiğini ve hangi sektörde faaliyet gösteren Türk şirketleri alakadar ettiğini inceleyeceğiz.
ABD birincil yaptırımları ABD kişilerinin dahil olduğu veya ABD sınırları içerisinde gerçekleşen iş ve işlemlere ilişkindir. Bu kapsama ABD vatandaşı, ABD şirketi (belirli durumlarda iştirakleri), ABD oturum izni sahibi veya yeşil kart sahibi, ABD’de turistik amaçla bulunan tüm kişiler ve ABD yargı yetkisi içerisinde gerçekleşen tüm işlemler girmektedir. Bunlara ek olarak ABD yargı yetkisi ile bağ/“nexus” kurulabilecek durumların varlığında da uygulanır. Örneğin iş ve işlemlerde ABD doları kullanımının olması, alt yapı olarak ABD yazılım veya teknolojilerinin kullanılıyor olması iş ve işlemi ve dolayısıyla işlemin taraflarını yaptırım mevzuatı kapsamına alabilmektedir. Bu durumların varlığı halinde, iş ve işlemlerin ABD yaptırım mevzuatı ile uyumlu şekilde tesis edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, yani yaptırımların ihlali halinde hapis cezası, idari para cezası, malvarlıklarının dondurulması, yasaklı listeye alınma, ABD finansal sisteminden dışlanma gibi ağır sonuçlarla karşılaşılabilir.
Ancak asıl risk, sınır ötesi etkisiyle dikkat çeken ikincil yaptırımlarda. Bu tür yaptırımlar, ABD kişileriyle hiçbir bağlantısı olmasa bile, yaptırımın hedefi........
© Ekonomim
