Açık pozisyonun getirdiği risklere dikkat!
2001 krizine girerken de çıkarken de aktif görevlerde bulunmuş bir dostum, geçen hafta bir makalesini paylaştı. Başlığında şöyle yazıyordu: “Eski günler hayalimden gitmiyor!”
"Eski günler"den kastettiği 2001'in o çalkantılı dönemiydi. Makalede, 2001 krizini hatırlatarak, o krizin temel nedenlerinden birinin bankaların döviz açık pozisyonları olduğuna dikkat çekiyordu.
Dövizde açık pozisyon, bir kişi ya da kurumun döviz varlıkları ile döviz borçları arasındaki dengesizliği ifade eder. Eğer döviz cinsinden yükümlülükler, döviz varlıklarından fazlaysa açık pozisyon oluşur ve bu da kur riski yaratır. Kur dalgalanmalarının yoğun olduğu ekonomilerde bu durum, ciddi finansal zararlara neden olabilir.
Açık pozisyon konusu bugünlerde yine gündemde. Ancak, geçmişin aksine bankacılık sektöründe döviz pozisyonu açısından ciddi bir risk görünmüyor. 2001 krizinden sonra yapılan düzenlemeler sayesinde bankacılık sisteminde bu risk büyük ölçüde kontrol altına alındı. Özel sektör içinse aynı şeyi söylemek zor.
Arkadaşımın da vurguladığı gibi, 2023 Haziran'ından itibaren uygulanan “rasyonel” politikalarla TL faizleri yükseltilirken, şirketler dövizden TL’ye geçmeye teşvik edildi. Ancak TL’nin reel olarak değerlenmesi, şirketleri © Ekonomim
