Kurumsal ev zencileri
Yusuf Cihad DEMET / Vergi Müfettişi
Beni sizlerin arasına geri gönderecekleri korkusuyla size efendimizden daha fazla zulmettim!
Bugün sizlerle beraber, çoğunuzun izlediğine ve en az benim kadar etkilendiğine inandığım bir filmden, bugüne bir yolculuk yapmak istiyorum.
Filmin adı: Django (Unchained – Zincirsiz), orta çağın kölelik sistemini çarpıcı şekilde gözler önüne seren, işkence, zulüm ve siyahi köleler ile beyaz efendileri konu alan yazarı ve yönetmeni Quentin Tarantino imzalı bir film.
Çiftliklerde eziyet çeken siyahi köleler ve çiftlik sahibi acımasız beyaz efendiler…
Efendiler, köle pazarından veya başka bir efendiden para karşılığı zenci köleleri satın alır ve çiftliklerinde ya da şirketlerinde en ağır işlerde çalıştırır. Ne bir yemek, ne bir temiz su, ne de bir kıyafet verir. Efendisi ona ne tür bir hayatı sunarsa siyahi köleler mecburen katlanmak zorundadır.
Çoğunluğu tarla ve maden gibi ağır işlerde, hiçbir insani hakkı olmadan çalışan ve sadece ölmeyecek kadar iaşe alan, en ufak kabahatinde ise bayılana kadar belki de ölene kadar kırbaçlanan zenciler, içten içe gönüllü itaati asla kabul etmezler ve her daim özgür olma hayali kurarlar.
Ne çare ki, bunun mümkün olmadığını bilir ve efendilerinin isteklerine harfiyen riayet ederler. Fakat içinde bulundukları bu durumu asla sindirmez ve kabul etmezler. İçlerinde gönüllü bir itaat olmadığı gibi hallerinden de oldukça rahatsızdırlar. Hayatlarını devam ettirebilmek adına mecburen köleliğe maruz kalırlar.
Oldukça etkileyici sahneleri ve oyunculukları olan bu sanat eserini izlemeyenler için daha fazla spoiler vermiyor, burada kesiyorum.
Şimdi o dönemin siyahi (zenci) kölelerine bir göz atıp akabinde ise günümüze yansımalarına bir bakalım.
Bahsettiğimiz bu köleler, siyahi oldukları ve içinde bulundukları orta çağ sistemi gereği köle olmuş onurlu ve özgür ruha sahip kölelerdir. Hayatları, efendilerinin ağzından her an çıkabilecek bir emir ile sona erecek kadar pamuk ipliğine bağlı, dinlenmeksizin ağır işlerde çalışan, toplumun en alt katmanında insanlık dışı muameleye maruz kalan ve ölmemek uğruna itaatkâr bir görüntü sergileyen bu köleler, sistemin kölesi olsalar da bir gün özgür olacağı güzel bir hayatın, onurlu bir yaşamın hayalini kurarlar.
Efendilerine itiraz etmeseler de, kalben ve ruhen itaat de etmezler. İşte bu noktada bahsettiğimiz kısım “tarla zencisi” diye tabir edilmektedir.
Peki, tüm köleler mi böyle?
Tabi ki hayır...
Çoğunluğu tarla zencilerinden oluşan kölelik sistemi, işin doğası gereği ne efendi ne de tarla zencisi olan ara bir sınıf da diyebileceğimiz bir köle grubunu da doğurmuştur. Bunlara ise aşağılamak için ev zencisi denmektedir.
Ev zencileri, diğer köleler gibi tarlada, madende veya diğer ağır işlerde çalışmayıp efendilerine daha yakın olan, onların........
© Ekonomim
