menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnformallik, Algoritmik Vergi Yönetimi ve TADAT İşlevselliği

27 0
31.10.2025

Burcu ALPTEKİN

Vergi Müfettişi

Küreselleşme süreciyle birlikte üretim, ticaret ve istihdam biçimlerinin yapısal dönüşüme uğradığı günümüzde, informallik yalnızca kayıt dışı gelir ve faaliyetleri değil; aynı zamanda devletin mali egemenliğini, bütçe disiplinini ve vergi adaletini doğrudan etkileyen çok boyutlu bir ekonomik olguya dönüşmüştür. İnformal ekonomi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde kamu gelirlerinin tahsil kabiliyetini sınırlamakta, mali disiplinin temelini oluşturan vergisel uyum mekanizmasını zayıflatmakta ve vergi idarelerinin risk temelli yönetim kapasitesini daraltmaktadır.

Bu bağlamda vergi idaresi artık deyim yerindeyse, yalnızca beyanı denetleyen klasik bir idari organ değil; dijital teknolojiler, büyük veri analitiği ve algoritmik karar destek sistemleri aracılığıyla önleyici, öngörücü ve sürekli denetim fonksiyonlarını içselleştirmiş bir yönetişim odağıdır. Türkiye özelinde ise alanındaki yasal mevzuatın perspektifi temelinde şekillenen yasal yetki alanı, günümüzde dijital vergi yönetimi paradigması doğrultusunda yeniden yorumlanmakta; böylece informalle mücadele yalnızca beyan denetimine değil, bütüncül bir “dijital uyum ekosistemi”ne dayanmaktadır.

Vergi Gelir Açığı, Kurumsal Performans ve Uluslararası Değerlendirme Çerçevesi

Vergi gelir açığı, bilindiği üzere, tahakkuk etmesi gereken vergi ile fiilen tahsil edilen vergi arasındaki farkı ifade eder ki; uluslararası literatürde de vergi idaresinin etkinliğini ölçen en önemli göstergelerden biri olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından geliştirilen Tax Administration Diagnostic Assessment Tool (TADAT) sistemi, vergi idarelerinin kurumsal kapasitesini dokuz ana performans alanı üzerinden değerlendirmekte; bu alanlar arasında mükellef kaydının bütünlüğü, gelir risk yönetimi, denetim etkinliği, bilgi teknolojilerinin kullanımı ve veri analitiği kabiliyeti gibi göstergeler yer almaktadır.

Türkiye’de de vergi otoritelerince, TADAT çerçevesinde tanımlanan performans eksenlerine paralel biçimde, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Belge gibi sistemlerle dijitalleşme süreci kurumsal düzeyde de hayata geçirilmiştir. Bu dijital platformlar, sadece belge üretim araçları değil; aynı zamanda veri temelli denetim (data-driven audit) mekanizmasının altyapısını oluşturan veri gözetim ve uyum izleme sistemleri özelliğini sunmaktadır. Bu kapsamda oluşturulan Risk Analiz Merkezi (RAM) Risk Analiz Sistemi (VDK-RAS), vergi idaresinin risk-based audit (risk esaslı denetim) yaklaşımına geçişini somutlaştırmış, milyonlarca elektronik işlemi analiz ederek yüksek riskli mükellefleri önceden tespit edebilen bir veri istihbarat yapısına dönüşmüştür.

Ancak açıktır ki, Türkiye’nin vergi gelir açığını azaltmadaki başarısı, yalnızca dijital sistemlerin varlığına değil; bu sistemlerin mevzuata gömülü risk yönetimi mekanizmalarıyla bütünleştirilmesine bağlıdır. Bu nedenle, informallikle mücadelede mevzuat, artık yalnızca düzenleyici bir metin değil; aynı zamanda otomatik veri akışı, risk tahmini ve anlık denetim fonksiyonlarını içeren bir kurumsal yazılım mimarisi halini almıştır.

TADAT Özelinde Uluslararası Perspektif ve İyi Uygulama Modelleri

Küresel ölçekte vergi idarelerinin etkinliği, yalnızca tahsil edilen vergi gelirlerinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda bu gelirlerin toplanma sürecinde uygulanan yönetişim yapılarının, dijital altyapıların ve risk yönetimi mekanizmalarının sürdürülebilirlik düzeyiyle de ölçülmektedir. Bu çerçevede, Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund – IMF) tarafından geliştirilen Tax Administration Diagnostic Assessment Tool (TADAT), çağdaş vergi idarelerinin kurumsal kapasitesini, idari etkinliğini ve mükellef davranışları üzerindeki yönlendirici etkisini ölçümlemeye yönelik hâlihazırda uluslararası bir referans standardı olarak kabul görmektedir.

Bu değerlendirme aracının somut bir örneğini teşkil eden Kanada Gelir İdaresi (Canada Revenue Agency – CRA) uygulaması, vergi idarelerinin kendi içsel performans yapılarını ölçmek ve geliştirmek bakımından dikkate değer bir model sunmaktadır. CRA’nın 2017 yılında başlattığı World-Class Tax and Benefit Administration (Dünya Sınıfı Vergi ve Yardım Yönetimi) programı kapsamında, kurumun dijitalleşme (digitalization), veri analitiği (data analytics), mükellef hizmetleri (taxpayer services) ve denetim yönetimi (audit management) kapasitesi TADAT göstergeleri temelinde incelenmiş; sonuç olarak kurumun 28 performans göstergesinin 22’sinde uluslararası iyi uygulama düzeyine (“A” ve “B” dereceleri) ulaştığı tespit edilmiştir.

TADAT metodolojisi, vergi idaresi performansını dokuz temel performans sonuç alanı (Performance Outcome Areas – POAs) ve yirmi sekiz gösterge (high-level indicators) üzerinden ölçmekte; her bir göstergeye ilişkin kırk yedi ölçüm boyutu (measurement dimensions) tanımlamaktadır. Bu çerçevede, vergi idaresinin başarı düzeyi “A” (uluslararası iyi uygulama), “B” (sağlam performans), “C” (zayıf performans) ve “D” (yetersiz performans) ölçekleri üzerinden derecelendirilmektedir. CRA örneğinde, özellikle vergiye uyum riski yönetimi (compliance risk management), elektronik beyan ve ödeme sistemleri (e-filing and e-payment systems), kurumsal risk azaltımı (corporate risk mitigation) ve dijital mükellef hizmetleri (digital taxpayer services) alanlarında yüksek skorlar elde edilmiştir.

Buna karşılık, vergi borçlarının tahsil süresi (tax debt resolution), kayıt doğrulama sistemleri (registration validation systems) ve mükellef itirazlarının çözüm süreci (tax dispute resolution) gibi alanlarda TADAT ölçütlerine göre performansın görece düşük kaldığı belirtilmiştir. Bu bulgular, Kanada vergi sisteminin yüksek düzeyli dijitalleşmesine rağmen idari süreçlerde yatay entegrasyon (horizontality) eksikliğinin, yani birimlerin birbirine yeterince entegre çalışmamasının, idari etkinliği sınırlayabileceğini göstermektedir.

Bu modelin Türkiye açısından önemi, son yıllarda uygulama alanı bulan Dijital Vergi Dairesi, Veri Analitiği Tabanlı Risk Analizi Projesi ve Elektronik Denetim uygulamalarıyla doğrudan bağlantılıdır. Nitekim Türkiye’de de vergi denetim sisteminin dijitalleşmesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK), 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gibi düzenlemelerle uyum içinde geliştirilmektedir. Bu bağlamda, TADAT çerçevesi........

© Ekonomim