menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İklim Kanunu ile yeni dönem: Türkiye’nin Yeşil Yüzyıl vizyonu (1)

35 0
09.07.2025

ZİYA ALTUNYALDIZ - AK PARTİ Genel Başkan Vekili Yardımcısı - Dışişleri Komisyonu Üyesi - NATO PA Savunma ve Güvenlik Komitesi Üyesi

İklim Kanunu ile SKDM maliyetlerinin 1,7-1,8 milyar dolar kadar azalması söz konusu olacaktır.

Geçtiğimiz günlerde, yıllardır ihracat yapan bir sanayicimizle konuşurken sohbetin bir yerinde şu cümleler döküldü ağzından:

Avrupa’ya mal satıyoruz ama artık bize ‘ürün’ değil ‘emisyon’ soruyorlar. Eskiden fiyat listesini gönderirdik, şimdi karbon ayak izi belgesi isteniyor.”

İşte bu söz, küresel ticaretin içinde bulunduğu büyük dönüşümün sahadaki yalın ifadesiydi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul ettiğimiz Türkiye’nin ilk İklim Kanunu, yalnızca çevre politikalarımız için değil; ekonomik dönüşümümüz, ihracat stratejimiz ve toplumsal refahımız açısından da tarihi bir dönüm noktasıdır. 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimizin yasal altyapısını oluşturan çerçeve bir iklim yasasından daha çok ülkemizin “Yeşil Yüzyılı” vizyonunu da temsil ediyor.

Bugün dünyada küresel rekabet birçok farklı eksende eş anlı işliyor. Bir bakıyorsunuz uluslararası ticaretteki çetin bir savaşı tedarik zincirlerindeki yeniden inşa sürecinin sancıları takip ediyor. Bir bakıyorsunuz küresel mal ticaretinin yanında hizmet ticaretine yönelik adımlar atılırken bir yandan da yeşil dönüşüm ve iklim düzenlemeleri yeni bir rekabet düzlemi oluşturuyor.

Oyunun kuralları sürekli değişiyor, ülkeler arasındaki iş birliği eksenleri sürekli şekil değiştiriyor. Yeni dünyada ekonomik büyüklük ve rekabetçilik sadece büyüme oranları, enflasyon gibi ekonomik değişkenlerle değil aynı zamanda karbon emisyonunu düşürebilme kabiliyeti, sürdürülebilir üretim altyapısına sahip olma ve yeşil teknolojiye erişim gibi stratejik unsurlarla tanımlanıyor.

İhracatımızın @’ından fazlasını gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülkenin sınırda karbon düzenlemesi gibi yeni politika araçlarıyla üretim ve ticaret standartlarını yeniden tanımladığı bir dönemde, Türkiye’nin ilk İklim Kanunu’nu yasalaştırması çevresel bir tercih değil, aynı zamanda stratejik bir ekonomik hamledir. Bu adım, Türkiye’nin küresel tedarik........

© Ekonomim