Küçük işyerlerinin 'iç dinamikleri' temel belirleyicidir
İşlerimizde başarı, vazgeçilmez ideallere ve yaratmak istediğimiz sonuca bizi götürecek “güçlü irade” gerektirir. Güçlü iradenin yaşama yansıtılmasında “ilkeli inat ve ısrar” her zaman geçerli güçtür. Güçlü irade, ilkeli inat ve ısrara anlam kazandıracak “işimizle ilgili net bilgi” sahibi olmaktır. Güçlü irade, ilkeli inat ve ısrar, işimizle ilgili “net bilgi” yoksa, yarar yerine zarar bile üretebiliriz. “Ortam ve iklim” oluşmamışsa net bilgi verimsizleşir. Net bilgi bir “değere” ulaşamıyorsa, bilgi olmaktan çıkar. Değer üretirken “fikri takip” yapmıyorsak israfla yoldaş oluruz. Fikri takibin temeli olan “geri bildirimler”, hedeflerimiz ile yaratmak istediğimiz sonuçlar arasındaki “sapmaları” görmemizi sağlar. Daha da önemlisi, işimizi “şaşmaz bir irade ile sorgulayarak” yaşamın gerçekliğine uymayan “varsayımları” karar süreçlerinden elemektir. Varsayımlardan oluşan “modelleri” değiştirme ve dönüştürme konusunda her an canlı, diri ve uyanık olmalıyız. “Uyum ” buraya kadar değindiğimiz “görev ve sorumluluklar” bir bütün olarak yerine getirilirse mümkündür.
Bu köşede bundan önce yazdığımız beş yazıyla küçük ölçekli işyerlerinin nasıl ele alınması gerektiğine ilişkin düşündüklerimiz yazıya aktarıldı. Yazarken ısrarla vurguladığımız “büyük güç içerde yaratılır” ilkesi önemli. İç dinamiklerin işletilmesi başarının “gerek şartı”, dış dinamikler ise “yeter şartı” oluşturur. Küçük işyerlerinin iç dinamiklerini toplumumuzun yapılanması, işlevleri ve kültürel algılarını sorgulamalıyız.
Önce, küçük işyerini neden kurduğumuzu kendimize sormalıyız. Bu soru bağlamında, bizi motive eden şeyin var olmak mı, varlıklı olmak mı olduğunu netleştirmeliyiz. Eğer işimizi bir “toplumsal statü” elde etmek için kurmuşsak varacağımız yer farklı olacaktır. İşyerimizi sadece “değer katmak” için mi, belli bir “anlam üretmek” için mi kurduğumuzu da kendimize sormalıyız: Verilecek yanıt işimizin nicelik ve niteliğini belirleyecektir. “Var olmak” için iş kurduysak kaynak kullanma kararları farklı varsayımlara dayanacaktır. “ Varlıklı olmak” için kurduysak varsayımlarımız ve zihni modelimiz farklılaşacaktır.
İşimizi kurarken “ ne yaptığımızı” bilirsek kaynakların verimi artar. Tutkumuz yoksa, bir sevda peşinde koşmuyorsak, kendi işimizin engelleyicisi olabiliriz. Tutku önemli, ama ilkesiz olmamalı. İlkesiz tutku sizi adalet ve asaletten uzaklaştırır.
“Aile geçimi” için iş kurma amacı ile “bir işe sahip olma” güdüsü de işle olan iletişim ve etkileşiminizin düzeyini belirler. İşinizi........
© Ekonomim
