İklim değişimi ve enflasyon
Geçtiğimiz ay iklim değişiminin yarattığı sorunlar birçok ülkede öne çıktı. Bazı ülkeler selle boğuşurken, Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok ülke büyük yangınlarla uğraşmak zorunda kaldı. Ortadoğu ve Afrika’da bazı ülkeler bırakın yıkanmayı içecek su bulamadı. Irak’ta halk, hükümetin su sorununa çözüm bulması için gösteriler yaptı.
İklim değişimi birdenbire kapıyı çalmadı. İklim değişimi sanayi devrimi ile ivme kazandı diyebiliriz. Özellikle de II. Dünya Savaşı sonrasında hızlandı. Ülkelerin enerji üretmedeki özensizlikleri bu olumsuz tabloya daha da kararttı. Dünyada karbon salımında ABD, Rusya, Çin ve AB başı çekmekte. İlginç olan iklim değişiminin yükünün fakir ülkelere yıkılması. Nitekim iklim değişiminden en fazla etkilenen ülkeler Afrika ülkeleri ve Asya’nın fakir ülkeleri.
Diğer yandan dünyanın büyük bir bölümünde enflasyon hedefe yakın seyretse de yeni enflasyon riskleri ufukta. Bu risklerin çoğu, ekonominin arz tarafında yatıyor ve birçoğu iklim değişikliğiyle ilişkili. Kuraklık, sel ve sıcak hava dalgaları gibi doğal afetler tarımsal üretime zarar vermekte; sulama, enerji gibi altyapıyı bozmakta. Son yıllara kadar iklimle ilgili doğal afetlerin enflasyonist etkileri genellikle kısa vadeli olmuştu; ancak kanıtlar, özellikle iklim politikaları gecikir veya yetersiz kalırsa, yoğunlaşan iklim değişikliği nedeniyle bu afetlerin şiddetinin artmasıyla birlikte, afetlerin büyüklüğünün ve kalıcılığının orantısız bir şekilde artacağını göstermekte. Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü (PIK) ve Avrupa Merkez Bankası tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, artan sıcaklıklar 2035 yılına kadar gıda enflasyonunu yıllık 3,2 puan, genel enflasyonu ise yıllık 1,18 puan artırabilir.
Türkiye iklim değişiminin neresinde?........
© Ekonomim
