menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Evrim ve piyasalar

8 0
26.03.2024

Kevin Kelly, teknoloji ve teknolojiyle olan ilişkimiz üzerine “What Technology Wants” isimli çok güzel bir kitap yazmıştı. Kelly; teknolojinin evrimsel bir öyküsünü ve insanın teknik, bilimsel ve kültürel icatlarının zaman içinde ortaya çıkışını anlatıyor. Technium adını verdiği şey de teknolojinin adeta evrenin zaten ayrılmaz bir parçası olduğu inancını yansıtıyor. Kelly, teknoloji devriminin maddenin düzensizliğe veya entropiye doğru gelen eğilimine karşı olduğunu düşünüyor. Ona göre “Exotropy”, kaosun enerjisinden düzenin gelişmesidir. Hidrojen atomları daha karmaşık atomlar oluşturur, oluşan atomlar da molekülleri oluşturur. Bu moleküler karışımdan, karmaşık yollar izleyerek evrimleşerek teknolojiyi doğuran ve evrimi başka bir karmaşıklık düzeyine taşıyan yaşam ortaya çıkarır.

Kelly, evrimin kendine özgü bir yönü olmadığını ve izlemediğini savunan merhum Stephen Gould gibi biyologlarla aynı fikirde değil. O, evrimi sürekli olarak sınırlı bir olasılıklar alanında işe yarayan özellikler arayışı olarak görüyor ve bu evrimsel argümanı, teknolojiye kadar genişletiyor. Ona göre teknoloji, yararlı özellikleri, yaratıcılarından bağımsız olarak keşfedilmeyi “isteyen” olasılıkları temsil ediyor.

Biyolojik evrim konusunda yeterince bilgi sahibi değilim ama Kelly’nin fikrine daha sıcak bakıyorum. Daha önemlisi ekonomi ve piyasalar da Kelly’nin tarif ettiği gibi evrim benzeri sürekli olarak sınırlı bir olasılıklar alanında işe yarayan, özellikler arayışı içinde.

Bu gözle baktığımızda, ekonomi ve piyasalarda olan bitene belki de biraz daha farklı bir açıdan yaklaşabiliriz.

Bizce geçen haftaki FED toplantısı, risk iştahı açısından olabilecek en güvercince toplantıydı. Açıkça görülüyor ki piyasalar toplantıya hem bonoların yükselmesiyle hem de hisse senetlerinin ve ardından daha geniş risk varlıklarının artmasıyla yanıt verdi. Bu aslında FED’in, finansal koşullardaki gevşemeyi önemsemediğini ve hiçbir şekilde geriletmek istemediği görüşünü pekiştirdi. Bu da finansal piyasalarda, bir “risk on” rejimi olan yani “risk iştahının yüksek olduğu” rejiminin devam ettiğini gösteriyor. Wall Street’te eski bir atasözü şöyle der: FED'le savaşmayın.

Aslında olup bitenler biraz trajik komik. Pek çok insan, FED’in bir değişiklik yapacağını faiz indirimi projeksiyonunu ikiye indireceğini, finansal koşullardaki gevşemeye karşı sözel müdahalede bulunacağını düşünüyordu. Son gelen birçok veri ışığında, enflasyonun beklenenden daha güçlü........

© Ekonomim


Get it on Google Play