Uhuletle ve suhuletle…
OSB profesyoneli bir ahbabım ile sohbet ediyoruz. Konu şu son mevzuatın uygulanması. Mevzuatın bir bölümünün can yaktığı tartışma götürmez. Öyle ya; iş, yatırım taahhüdünü yerine getiremeyen katılımcıya yapılan tahsisin iptaline, yeni bir kamulaştırmaya gidiyor. Israrla bunun göründüğü kadar kolay olmadığını anlatıyor. Normlar hiyeyarşisinden bahsediyor. Mülkiyet, Anayasa 35, uluslararası sözleşmeler diyor. Hele yönetmelikle mülkiyetin ortadan kaldırılmasının mümkün olamayacağının altını kalın çizgilerle çiziyor. Onlarca yıl sürecek bir yargısal süreçten bahsederek tüm tarafl arın bu gerçeği bildiğini hatırlatıyor.
Sadece bu kadar da değil. Her kuralın fiilen uygulanmasının da kolay ve hatta bazılarının mümkün olamayacağına dikkat çekiyor. Çünkü işin bir de ekonomik tarafı var. Taahhütlerini yerine getiremeyenlerin arsalarını diyelim ki geri alacaksınız. Yasanın öngördüğü geri ödeme şekilleri var. Düşük maliyetlisinden olsa bile yüzbinlerce, milyonlarca metrekare arazi için büyük paralar gerekecek. OSB yönetimleri devralacakları arsaların kamulaştırma bedellerini nasıl ödeyecek, bu kadar kaynağı nereden bulacak? Türkiye’de OSB’lerin türlerine göre kendilerine özgü koşulları var. OSB’lerin bir bölümü bakanlık desteği ile kuruluyor. Ön tahsis bile bir tür finansman yöntemi olarak........
© Ekonomim
