Makus talih döner mi?
Sanayileşmede yeni hedefl er manzumesi; “2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi”, reel sektöre misyon yüklüyor: Temel amaç yüksek teknoloji gereken kritik alanlarda yerli üretim kapasitesini geliştirmek... Stratejiye göre reel sektör, özgün teknoloji geliştirme kapasitesi oluşturacağı gibi bunu ölçek ekonomisine uygun yatırımlara dönüştürme performansını gösterecek. Peki, reel sektör bunu nerede yapacak? Tartışılmaz bir şekilde öncelikle OSB’lerden oluşan “planlı sanayi alanları”nda…
OSB karnemize bir bakalım;
2002’de 173 olan OSB sayısı 410’a ulaşmış ama bunların 281’i faal. 48 bin hektar olan OSB alanları 122 bin hektara çıkmış ama 20 bin hektar OSB alanı ise henüz üretimin dışında. Parsel sayısı 11,4 binden 60 bine çıkmış ama 48,4 binlik tah sise rağmen bunların 36,2 bininde üretim yapılıyor. 11,6 bin parsel ise tahsis bekliyor.
Rakamların gösterdiği kadarıyla 22 yılda alınan “iddialı yol” bile, OSB’lerin küresel altyapıya kavuşmuş olarak tam kapasite ile çalışmalarının kolay bir süreç olmadığını da gösteriyor.
Sanayileşmede yer ve altyapı sorununun çözümü için bugünlerde iki trend var. Birincisi Marmara’ya sıkışan sanayileşme için Anadolu’da alternatif alanlar hazırlanmaya çalışılıyor. İkincisi nerede yatırım yapılırsa yapılsın “deprem gerçeği” ile uyumlu çözümleri tercih etmek gerekiyor.
Ulusal Sanayi Alanları Master Planı çerçevesinde bulunan çözüm; Samsun-Mersin aksında yer alan 18 şehirde 34 yeni yatırım alanını işletmek olacak. Bu aksta Samsun ve Mersin dışında Çankırı, Çorum, Amasya, Tokat, Kırıkkale, Yozgat, Sivas, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Aksaray, Niğde, Konya, Karaman var. Bunlara Adana ile Osmaniye ya da Kahramanmaraş eklenebilir. Bu 34 alanın her birinin 336 hektarlık ortalama OSB büyüklüğünden 10 kattan daha........
© Ekonomim
