menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yapay zekânın fabrikaları

11 0
17.07.2025

Ticaretten elde edilen sermayenin sanayiye yatırılması, “hür teşebbüs” olarak adlandırılıyordu. Bakalım, yapay zekâ fabrikaları yeni nesil bir sanayileşme örneği yaratacak mı?

HPE’nin, NVIDIA işbirliğiyle hayata geçirdiği yeni yapay zekâ fabrikası çözümlerini tanıtması, teknoloji dünyasında şu anda dikkat edilmesi gereken en önemli konu. Dergicilik yaptığım dönemde herkesin “en” içeren cümleler kurmamamızı söylemesi geleneğinden gelmeme karşın bunu yazıyorum. Özellikle dergicilikte, her şirketin –gerek CEO gerek kurumsal iletişim düzeyinde- bir konuda en olduğunu yazan bir dergi kapağında yer alma talebi bulunur ve bunlar dalga dalga üzerinize gelir. Bunlara karşı mendirek gibi durmanız ve “en” olarak yapılan o işin sonucunu görmeniz gerekir. Yoksa gol yersiniz. Bazen de siz olması gereken bir şeyi düşünür ve o konuda bir hayale kapılıp bir “en” kapağı yaparsınız. Bunu yapıyorsanız iki kat dikkatli olmanız gerekir çünkü sizin hayal ettiğiniz şey, finansmana kolay ulaşan bir yapının global bir raporda okuduğu trende hiçbir şey anlamadan yaptığı bir yatırım olabilir. Bütün bunları bilerek ve anlayarak yazının girişindeki o “en”li cümleyi kuruyorum. Bunu bu kadar cesaretle yazmanın nedeni, HPE’nin bile yaptığı işi tam olarak anlatamadığını düşünmem. HPE, bu adımın amacını “küresel ölçekte yapay zekânın benimsenmesini hızlandırmak” şeklinde açıklıyor. Bence öyle değil. Buradaki benimsenme sözcüğünü “adoption” olarak kabul edersek biraz daha anlamlı hale geliyor ama benim daha ileri olduğunu düşündüğüm ihtiyaç teorimi anlatmam için TÜSİAD ve Bain’in açıkladığı GenAI’a hazırlık durum raporunda bazı bilgileri aktarmam gerekiyor:

2024’te en büyük şirketlerin yüzde 95’i tarafından bünyelerine dahil edilen ve somut başarılar gösteren üretici yapay zekâ ezber bozan (disruptive) bir teknoloji olduğunu kanıtlıyor. İnsanlardan daha akıllı olan yapay zekâ sistemlerini kontrol etmek bir teknik sorun olarak karşımızda duruyor ve bu sorununun çözümü için yetenek ve işgücünün bu yeni düzene göre hizalanması (alignment) gerekiyor. Sunduğu sayısız fırsatlara ek olarak yapay zekâ endişelere ve risklere de kapı açıyor. Artan risklerle karşı karşıya olunan bu ortamda, inovasyon ile işgücü etkisi arasında bir denge bulmak gerekiyor.

Bu etki sadece mavi yakalılar ve maliyetler ile ilgili değil. İş dünyasının tamamını değiştirecek bir etki kapıda. Bunun en dikkat çekici göstergelerinden biri Bain’in raporunda CEO’lar ve CIO/CTO’lar arasındaki değerlendirme farklılıkları ile karşımıza çıkan ayrışma. CEO’lar rekabetin artmasıyla sıkışan iş ortamında GenAI’a daha fazla güveniyor ve GenAI’ın işgüçlerini üzerindeki etkisini yönetmeye odaklandığını düşünüyor. Bu, CEO’ların daha rekabetçi bir orduya sahip olma ihtiyacı ile CIO/CTO’ların bunu yaparken teknik eksiklikler ve strateji sorunları nedeniyle yaşanabilecek riskleri hesaba katması dinamiklerinin oluşturduğu bir denge.

Kesin çözüm, sahada ya da cephede ordusunun başında olarak bu süreci yönetmek ama şirketler buna göre organize olmuş değil. Çok fazla departman ile bölünmüş yapıları komutanın cephede olmasını engelliyor.

O zaman elimizde iki senaryo kalıyor. Yılmaz Güney ya da Hulusi Kentmen.

Yılmaz Güney senaryosu, Umut filminde köyden göç ettiği Adana’da işçileşmek yerine faytonculuk yapan Cabbar’ın, başına gelenlerin ardından faytonunu da işletmeyecek hale gelmesi ve en sonunda define bularak sorununu çözmek için varını yoğunu vermesine dayanıyor. Bu, köyden kente göçten eski mesleklerin yok olmasına kadar birçok sosyoekonomik soruna işaret ediyor gibi görünse de aslında, Cabbar’ın içine düştüğü çukurun sahiplerini finanse etme hikâyesidir.

Hulusi Kentmen tarzında ise, fabrikatör Kentmen sağlam temelleri sayesinde ortaya çıkan sorunlara akılcı çözümler üretebilir. Kendisini çalışırken görmeyiz ama Tarık Akan ya da Barış Manço gibi uçarı bir karakterin yarattığı sorunları bir biçimde çözer. Bazen hata yaptıktan sonra kendisini düzelterek çözer. Ama önemli olan ona gücünü verenin, büyük ölçekte değer yaratan bir sistem olmasıdır. Ve herkes eninde sonunda bu sisteme eklemlenir.

Lisan-ı münasip ile anlatırsam…

Teknoloji şirketlerinin alışık olduğumuz dili ile anlatarak yazıyı biraz bu yeni gelişmelere hizalayayım. HPE bülteni bunun için işimize........

© Ekonomim