menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yapay zekânın ekonomisi ve yatırım dönüşü

8 0
24.04.2025

TÜSİAD-PWC raporu, iş dünyasının yapay zekâyı anlama konusunda iyi bir noktada olmadığını gösteriyor.

Son dönemde katıldığım çok sayıda toplantının ana odağı yapay zekâydı. Bu toplantılardan benim açımdan en dikkat çekicisi, Huawei’nin Mandarin otelde düzenlediğiydi. Başka bir işim olduğu için son sunumdan ayrılmak üzereyken sunumu yapan analistin teknolojinin gen dizilimini analiz etmeyi 24 saatten 7 dakikaya düşürdüğü ile ilgili bir cümle duydum. Bu muhteşem bir şeydi ama şirketin birçok çözümünü anlatan slaytların arasında bir pazarlama argümanı olarak kaybolup gitti.

Şu anda yapay zekâ ile ilgili en önemli konu, önceliklendirme. Yapay zekâyı veya onun geliştirilmesini sağlayacak teknolojileri üretenler sürekli daha iyisine uzanarak en iyisine ulaşmayı hedefliyor. Bu da işlemci gücü başta olmak üzere birçok teknolojik unsura odaklanmayı beraberinde getiriyor. Ancak yapay zekâ ile ne yapacağımıza karar vermemiz ve buna göre önceliklerimizi belirlememiz gerekiyor.

Duyduğum bu cümle etrafında biraz akıl yürütmek istiyorum. Gen dizimi ile ilgili bu yaklaşık 200 katlık iyileşmeyi bilmek bize, Colossal’ın tüylü mamutu geri getirme projesini anlamanın bir kapısını açıyor. Bu sayede Colossal’ın Nasıl Bir Ekonomi’nin hafta sonu eki Hafta’da doğru bir biçimde Ulu Kurt olarak Türkçeye çevrilen Canis Dirus ya da İngilizcesiyle Dire Wolf olarak adlandırılan canlının nasıl yeniden ürettiğinin hikâyesinin anlıyoruz. Ancak anlamamız gereken sadece bu değil.

Daha önce Yüzüklerin Efendisi (Lord of the Rings) filmindeki halleri nedeniyle “korkunç kurt” olarak anılan bu hayvanların aslında korkunç olmadığını da bu geri dönüş sayesinde anladık. Filmde orgların insana yaşama şansı tanımayan büyük siyah okları atan yaylara sahip olan komutanlarının üzerinde gittiği kurtlar da bu soyu tükenmiş hayvanların geri getirilmiş versiyonlarıydı.

Ulu Kurt ortada olmadığı için, cesetlerden ucube yaratan orgların icraatının sonucu olarak gördüğümüz o kara canavarların yerinde bugün algımızda yer alan sevimli yaratıklar atalarının (fosillerden elde edilen) genlerinden damıtılarak benzer canlı hayvanlar üzerinden doğumla aramıza katılıyor. Din ya da başka kökenlerden günümüze gelen efsanelere baktığımızda başka bir vücutta hayat bulmaya dayanan bu tür anlatılar hiç de nadir değil. O zaman bilim, inanışı da değiştiriyor ve teknoloji bunun taşlarını döşüyor.

Buradan Colossal’ın asıl hedefine dönersek, geçmişin ekosistemini kurarak geçmişteki yaşam koşullarını yeniden yaratmanın geçerli bir model olduğunu düşünüyorum. Ancak benim gibi düşünmeyenler de var. Örneğin yeniden üretilen Ulu Kurtların doğaya salındığında ekosistemi nasıl değiştireceğinin bilinmediğini yazarak bu belirsizlikten endişe duyduğunu anlatanlar var. Jurassic Park benzetmesi ile başka endişeleri dile getirenler de bulunuyor. Jurassic Park, benim açımdan bir korku unsuru değil, büyük yok oluşta sürüngenlerin kuşa dönüştüğünü gösteren bir bilim-kurgu yapıtıdır.

Bunları anlatmamın nedeni, yapay zekânın yaratacağı etkinin boyutunu anlamanızı sağlamak; bu konuda ciddi bir eksiklik görüyorum.

22 Nisan’da PwC’nin Galataport’taki ofisinde tanıtımı yapılan rapora TÜSİAD-PwC raporu demek daha doğru. Bir ortak çalışma olan bu raporun kimliğini anlamanız için orijinal metindeki ifadeyi olduğu gibi aktarıyorum: “TÜSİAD Dijital Türkiye Yuvarlak Masası’na bağlı Dijital Stratejiler ve Yeni Teknolojiler Çalışma Grubu’nun faaliyetleri çerçevesinde PwC........

© Ekonomim