menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tüketim ekonomisi ve e-ticaret

9 0
02.06.2025

Haziran ayının, Kurban Bayramı ve Babalar Günü gibi dinamikleri sayesinde 300-350 milyar liralık e-ticaret hacmi yaratması bekleniyor. O zaman bu alana bir bakalım.

Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu’nun kurban bayramına kısa süre kala elektronik ticaretin Haziran 2025’teki hacmi ile ilgili beklentilerini açıklamasının ardından 1 Haziran itibariyle yazılacak daha iyi bir yazı olmadığını düşünüyorum. Yazının internette yayınlanma tarihi 2 Haziran olacak. Bu, günümüzde birçok e-ticaret işlemine baktığımızda kabul edilemez bir teslimat süresi. Bu nedenle size, hızlı tüketim ürünü değil daha saklayabileceğiniz türden yazılar yazmaya özen gösteriyorum.

Çevikoğlu, bayramın öncesinde e-ticarette alışveriş trafiğinin önemli ölçüde artış gösterdiğini tespit ederek bu bayram döneminde Türkiye genelinde e-ticaret hacminin 300–350 milyar lira aralığında gerçekleşmesini beklediklerini ifade ediyor. Bu mutlu ayı e-ticaret dünyasına kazandıran etkenler, Kurban Bayramı, okulların kapanışı, Babalar Günü gibi alışverişi tetikleyen özel günleri olarak sıralanırken motifler ise tatil hazırlıkları, temel ihtiyaçlar, hediyelik ürünler ve dönemsel kampanyaların birleşmesi olarak karşımıza çıkıyor.

Benim ilgimi çeken konu, bilişim dünyasında çok tartıştığımız donanım ile yazılım/servis ikileminin burada da karşımıza çıkması. Demek ki, ülkemizin geleceğini düşünürken bizim de adını yaşatmak için eser bırakmak için ülke kaynaklarını halka hizmet için kullanmayı bir iktisat problemi olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Önce bültenden Çevikoğlu’nun dile getirdiği olguyu aktarayım:

“Tüketicilerin alışveriş davranışları, bayram hazırlıkları ve yaz tatiline yönelik ihtiyaçlar doğrultusunda şekilleniyor. Bu dönemde özellikle mutfakta kullanım kolaylığı sağlayan, işlevsel ürünlere olan ilgi gözle görülür biçimde artıyor. Derin dondurucu, kıyma makinesi, bıçak seti, düdüklü tencere, buzdolabı poşeti ve kolonya gibi doğrudan bayram hazırlıklarına yönelik ürünlerin yanı sıra, züccaciye, küçük ev aletleri ve beyaz eşya gruplarına olan talepler de dikkat çekiyor.

Kurban etlerinin hijyenik ve pratik şekilde işlenmesine imkân tanıyan çözümler, tüketici kararlarında belirleyici olurken; yazlık evlerde geçirilen zaman ve kalabalık sofralara yönelik ihtiyaçlar da alışveriş dinamiklerini etkiliyor. Bu süreçte alışveriş tercihlerinin yalnızca ihtiyaç temelli değil, aynı zamanda yaşam tarzına ve konfora yönelik şekilde çeşitlendiği görülüyor.”

Servis tarafı ile ilgili değerlendirme ise şu şekilde: “Bayram tatilini seyahatle birleştiren tüketiciler, yalnızca fiziksel ürünlerde değil; uçak bileti, otel rezervasyonu ve araç kiralama gibi dijital hizmetlerde de çevrim içi platformlara yöneliyor. Özellikle son dakika plan yapan kullanıcılar, hızlı rezervasyon imkânı ve anlık fırsatlara erişim sağlayarak online alışverişin esnekliğinden faydalanıyor. Bu eğilim, e-ticaretin yalnızca ürün tedarikiyle sınırlı kalmadığını; aynı zamanda zaman yönetimi, mobilite ve seyahat planlamasında da güçlü bir kanal hâline geldiğini gösteriyor.”

Bütün bunlara ekleyeceğim tek şey, anlık fırsatlar konusunu büyük harfle yazmamız gerektiği. Sosyal medyaya bakarsanız, Türkiye’de şu anda her türlü kararın anlık fırsat ya da risk hesabı üzerinden yapıldığını anlarsınız. Alışverişte fırsat yakalamak bize özgü bir şey de değil; dünyanın her yerinde böyle bir durum söz konusu. ABD’de JC Penney’in yaşadığı deneyimi tekrar tekrar yazmaktan bıkmadım; siz de okumaktan bıkmazsınız umarım.

JC Penney içinde bulunduğu giyim perakendesi sektöründe sıçrama yapmak için Apple’dan Ron Johnson’ı 2011’de CEO olarak transfer etmişti. 2013’e gelindiğinde tartışılan konu, JC Penney’in yıkımının ne zaman son bulacağıydı. Rakamsal verilere internetten ulaşabilirsiniz ve farklı hikâyelere dayanan açıklamaları da okuyabilirsiniz. Benim konuyu anlamamı sağlayan hikâye, Johnson’ın başarılı Apple Store tasarımının merkezinde yer alan standart fiyatın giyim perakendesinde geçerli olmadığıydı. İnsanlar bir fırsat yakaladığını düşündüğünde alışverişe daha istekli oluyordu. Geleneksel erkek alışveriş tarzında olduğu gibi pantolon almaya gittiğinde fiyatından........

© Ekonomim