menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sahi Gerry Adams ne oldu?

14 0
previous day

Sadece Adams’ı değil, Erdal Arıkan’ı, Engin Arık’ı, Garry Kasparov ve bize ne olduğunu hatırlıyor muyuz? Bilimden vazgeçip bilmeye odaklanırsak hatırlayacağız.

Güldür Güldür’de Mesut Enişte karakteri en beğendiğim karakterlerden biri. Bu cümle, öğrenilmiş salaklıkla yazılmış bir cümle. Madem yapay zekâyı tartışıyoruz, artık bunları da yazmam gerekiyor. Mesut Enişte karakteri, benim referans sistemimdeki beğenme ya da nefret etmeme göre değil, bana kattığı ile tanımlanmak zorunda. Benmerkezcilik ya da egoizm denilen hastalıkla dünyayı tanımlamak bizi sadece önyargılarımız ya da salaklığımız içinde boğulmaya mahkum eder. Bu da televizyon seyrederek elde ettiğim bir beceri değil.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Elektromagnetik Alan Teorisi dersini aldığım hocam Prof. Dr. Mithat İdemen, bunu bana iki biçimde öğretti. Kendisinin bunu bilmesi mümkün değildir çünkü bu benim birikimimi oluşturuyor. Belki kendi deneyimiyle sezmiştir ama benim hikayemin tamamını bilmesi mümkün değildir. Yine de bir aradayken yarattığımız deneyimin benim için çok değerli olduğunu belirtmeliyim.

Daha önce de bahsettiğim hikâyem şöyle: Yağmurlu havada Erenköy’den Maslak’a saatler süren yolculukla gittiğimde saçlarım sırılsıklam ıslanmıştı. Montum gövdemi korumuştu ama montu çıkarıp sınıfa girdiğimde sınıfın sıcaklığı direncimi kırdı. İki iklim koşulu arasındaki geçiş beni uyumaya meyilli hale getirmişti. Ve öyle de oldu; farkında olmadan uyuduğum bir ders yaşadım. Uyuduğumu ancak, her gözümü açtığımda hocayı tahtanın önünde farklı bir noktada gördüğüm için fark edebiliyordum. Hoca büyük bir nezaketle bana bulaşmadı ve ben de uyuyup uyanırken dersi daha iyi anladım. Ya da bana öyle geldi.

Bu deneyimin ilgi çekici yanı, uyku değil, zamanın göreceliği konusunda bir deneyim olmasıydı. Uyku ve uyanıklık arasında gidip gelirken zaman nasıl akıyordu? Zamanı farklı hızlarda ve bölerek yaşayabiliyor muyduk? Vücudumuza cihazlar bağlansa, vücudumuzun ve zihnimizin davranışlarının nasıl bir görüntüsünü elde ederdik? Zihnin dersi dinleme ihtiyacı (çünkü bütün zahmet o saatte orada verilen dersi dinlemek içindi) ile vücudun kendisini toparlamak için dinlenme ihtiyacı arasında kendiliğinden oluşan bir dengede dersi daha iyi mi anlamıştım? Bu soruların hiçbirinin yanıtı bende yok ancak bu ilgi çekici deneyim, yıllar sonra okula girişimizin 30’uncu yılı nedeniyle sertifika almaya gittiğimizde Mithat Hoca’nın bize verdiği nostaljik derste aklıma geldi.

Bunun nedeni, Google’ın “M. Mithat İdemen, Türk matematikçi, elektrik mühendisi ve bilim insanıdır.” diye tanıttığı Mithat Hocanın kendi teorisinden bahsetmesiydi. Mithat İdemen’in Kompleks Değişkenli Fonksiyonlar Teorisi, Albert Einstein’ın izafiyet teorisini zaman boyutu ile ileri taşıyan bir çalışma olarak kabul görüyor. Aslında benim uyku teorisinin bilimdeki karşılığı gibi.

Nostaljik derste İdemen, bir teknenin direğine asılmış bir elektromagnetik yükün gemiden bakıldığında büyük ama durağan ya da statik bir varlık olarak görüleceğini anlatıyor. Buna karşın gemi limana yaklaşırken limandaki birinin bunu geminin hareketi nedeniyle bir dalga olarak görülüyor. İşte bu karmaşıklık üzerine bir teori kuran İdemen’in, şimdiye kadar atıfta bulunmadığım kimliğine değinmek istiyorum. Karmaşık bir çalışma gerektirmiyor, Vikipedi’de mevcut:

“M. Mithat İdemen (d. 14 Mayıs 1935, Şanlıurfa), Türk matematikçi, elektrik mühendisi ve bilim insanıdır. İTÜ Elektrik Fakültesi'nden yüksek mühendis ünvanı ile mezun olmuştur. Paris Üniversitesi Fen Fakültesi Elektronik Enstitüsü'nde teorik fizik alanında doktora derecesi almıştır. İTÜ'deki elektromagnetik araştırma grubunun kuruculuğunu yapmıştır. Mithat İdemen'in önderliğindeki bu araştırma grubunun uygulamalı matematik ile elektromanyetizmayı bağdaştıran çalışmaları hem Türkiye'de bir ilk olmuş hem de dünya çapında kabul görmüştür. Bunun bir sonucu olarak Mithat İdemen'in kurduğu bu araştırma grubu uluslararası bilim çevrelerinde Turkish School olarak adlandırılmıştır. Elektromanyetik dalındaki bilimsel araştırmaların Türkiye'deki öncüsüdür. Mithat İdemen ayrıca URSI (Uluslararası Radyo Bilimleri Birliği) Türkiye Şubesinin kurucu başkanlığını yapmıştır.”

Bunu bilgiye sahip olmak, bilimin ışığı ile aydınlanmak anlamına geliyor. Pekiyi daha fazlasına nasıl ulaşabiliriz? Bunu da bize Mithat Hoca anlatıyor. İTÜ Vakfı’nın kitaplarını bastığı Mithat Hoca’nın Kitap Yurdu’nda satışta olan Kompleks Değişkenli Fonksiyonlar Teorisi kitabının tanıtımında, İdemen’den alıntı olduğunu düşündüğüm şu ifadeler yer alıyor:

“Günlük entellektüel çabalarımızın önemli bir kısmı sayılar ve bunlara ilişkin işlemlerle dolu geçmektedir. Bu sayılar, doğal olarak, reel sayılar; işlemler de bunlara yönelik........

© Ekonomim