menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KOBİ’lerin dijital dönüşümü nasıl olur?

10 0
10.03.2025

Ülkemizde ekonomi içindeki ağırlığı çok yüksek olan KOBİ’lerin dijital dönüşümünün kendileri tarafından değil, içinde yer alacakları platformlar üzerinden yapılması gerektiğini uzun süredir yazıyorum. Alibaba ile Maersk tam da bunu yapmaya karar vermiş.

Maersk ile Alibaba’nın, Maersk’in konteyner dolusu ve konteyner altı hacimdeki yükleri yönelik lojistik hizmetini Alibaba’nın e-ticaret platformuna entegre etmeye yönelik işbirliği, küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) şeffaf ve etkin maliyetli navlun seçeneklerine doğrudan erişini sağlamayı hedefliyor. İki kocaman şirketin KOBİ’lerin dönüşümüne yönelik bu adımını, daha önce de dile getirdiğim görüşümü desteklediği için size aktarmak istiyorum. KOBİ’lerin dijitalleşmesi, teşviklerle ve bunların başıboş bırakılması ile değil; kendilerini büyütecek araçları doğru kullanmalarının öğretilmesi ile mümkündür. Bunun örneğini bu işbirliğinde göreceğimizi tahmin ediyorum.

Maersk, Blockchain konusunda da öncülük etmeyi bilmiş bir şirket olarak teknolojinin olanaklarını kullanıp bunu kendi rekabet üstünlüğü aracı olarak müşterilerine yansıtmayı bilmişti. Alibaba’nın ise, Alibaba Cloud sistemi sayesinde Burger King’in Çin’deki operasyonuna nasıl yeni açılımlar getirdiğini yakın zamanda gördük. Buradaki büyük şirketlerin, küçük şirketlerin ve bireylerin (Burger King örneğinde fast food satın alan müşteriler) daha iyi seçeneklere sahip olması için harcadığı çaba, kendi ölçekleri nedeniyle ekonomik bir anlam taşıyor. Umarım bu cümle karışık gelmemiştir çünkü bunu anlayamazsak, ekonomimizi içinde bulunduğu sorunlardan kurtarmamız mümkün olmayacak.

Bunun Türkiye’deki en önemli örneklerinden birini zamanında Vestel oluşturmuştu. Biz yıllarca kurumsal kaynak planlaması (ERP) anlatırken Vestel bir gün çıkıp ERP kullanmayan tedarikçilerinden satın alma yapmayacağını açıklamıştı. Bunun basit bir nedeni vardı: Büyük miktarda üretim yapmaya ve böylece birim maliyetlerini düşürerek global oyuncu olmaya soyunan Vestel’in, malzeme girişlerini kağıt üzerinden takip etmesine imkan yoktu. Genellikle sadece bulundukları il için üretim yapan KOBİ’lerin ise, bu teknolojik dönüşüm için bütçe ayırmasını beklemek de yerinde olmazdı. Kapalı bir ekonominin işleyişi teşvik avlamak ve birbirinden Pazar payı/sipariş çalmaya dayanır. Vestel’in bu önemli adımı, Manisa’daki yaklaşık 16 bin tedarikçisini ileri teknolojiye taşırken en önemli boyutu, bunu global rekabetçilik ekseninde yaparak ekonomik olarak da mantıklı bir zemine taşımasıydı. Bugün böyle bir şey yapmaya kalksanız en azından sizi şikayet edenlerin koruyucularına hesap vermek zorunda kalırsınız. Bu, kalkınmamızın önündeki en önemli engellerden birini oluşturuyor.

Buradan Maersk-Alibaba hikayesine dönersek, konteynerlerden ziyade konteyner-altı yüklerin tam da bu örnekle benzerlik gösterdiğini anlamamız zor olmuyor. Paletler halinde organize edilmiş yükler, sandıklar ve küçük paketleri barındıran kutuların birleştirilmesiyle konteynerlerin içinde atıl kapasite bırakılmadan kullanılması, Maersk’in dev kapasitesinin daha iyi noktada kullanılmasının sağladığı faydanın ölçeği nedeniyle anlamlı hale geliyor.

Ancak bu işbirliğinin asıl ekonomik değerini yaratan, konteyner kapasitesini daha iyi kullanmayı sağlayacak adımın, Alibaba’nın e-ticaretteki ve e-ihracattaki gücü ile entegre edilmesi. Alibaba, brüt mal değeri (gross merchandise value-GMV) açısından dünyanın en büyük iki pazaryerinin sahibi durumunda. Bunlardan Taobao birinci ve Tmall da ikinci sırada yer alıyor. Alibaba.com’un B2B pazaryeri olarak gücüne eklenen bu B2C pazaryerleri önemli bir iş hacmi oluşturuyor ve bunun iyi yönetilmesi bahsettiğim ekonomi mantığı içinde değer taşıyor.

Bunu rakamlarla ölçersek, Alibaba’nın mali yılının 31 Aralık’ta sona eren........

© Ekonomim