menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Büyüme ve kalkınma ayrı şeylerdir

28 0
27.05.2024

Yeni teknolojilerin uyarlanması ile süreç optimizasyonu başta olmak üzere yaratılan verimlilik etkisi başımızı döndürüyor ancak bu para kazanamayan olmayan bir ülkenin tasarruf etmeye çalışması kadar komik. Büyüme ile kalkınma arasındaki farkı bu noktada bir kez daha ele almak gerekiyor.

Google’ın, yapay zekânın Türkiye’deki ekonomik potansiyelini analiz etmek için Implement Consulting Group ile çalışarak hazırladığı “Yapay Zekanın Türkiye’deki Ekonomik Potansiyeli” raporu ile ilgili anlatımları dinlerken kalkınma ile büyüme arasındaki farkı düşünüyordum. Daha yüksek istihdam, daha büyük cirolar ve iş hacimleri örnekleri ile büyüme ihtiyacı adreslenirken benim kendime sorduğum soru, “Gerçekten büyümemiz gerekiyor mu?” idi. Bunun nedeni iç pazarda alım gücünün düşmesi ve ihracat pazarlarındaki durgunluğa bağlı olarak yönetemeyeceğimiz yeni kapasite üretmeyi akıllıca bulmamamdı. Süreç optimizasyonu ile sağladığımız verimlilik artışının bile yönetilemeyen bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

Önce raporla ilgili değerlendirmelerden bahsedeyim. Google Türkiye Ülke Direktörü Mehmet Keteloğlu,” Raporun sonuçlarına göre Türkiye'de üretken yapay zekâ kullanımının geniş bir uygulama alanı bulması halinde yaklaşık on yıl içinde GSYİH'de yıllık ilave yüzde 5 artış potansiyeline ulaşacağı tahmin ediliyor. Yine raporun sonuçlarına göre yapay zekânın uygulamaya konulmasında yaşanacak beş yıllık bir gecikme bu potansiyeli yüzde 1 seviyelerine düşürebilir” diyor. Yüzde 5’in karşılığı 1,2-1,4 trilyon lira civarında; yüzde 1 ise 150-200 milyon lira olarak ifade ediliyor.

Keteoğlu, “Üretken yapay zekâ sayesinde çalışanların çoğunluğunun- ki rapora göre bu oran yüzde 55- kapasitelerini, niteliklerini ve verimliliklerini artırarak üretkenlik artışı sağlayacağı öngörülüyor” diyor. 2023’te dünyada işlerinde üretken yapay zeka kullanan çalışanların oranı yüzde 28 iken aynı yıl yapay zekâ çözümleri kullanan Türkiye’deki girişimlerin oranı ise yüzde 5,5 olarak veriliyor.

GSYİH artışına dönersek, Implement Consulting Group partneri Eva Rytter Sunesen ise, “daha uzun vadeli uzun vadeli değerlendirildiğinde, Türkiye’deki potansiyelin daha da artacağını ve 12-13 yıl içinde bunun GSYİH’nin yüzde 7’sine denk geleceğini tahmin ediyoruz” diyor.

Şu anda uygulamakta olduğumuz kurtarma politikalarının bize kısa sürede göstereceği gibi, bu tür bir büyüme ile yaratmamız gereken kalkınma arasında önemli bir fark var.

Google’ın anlattıkları tamamen doğrudur ancak bizim kalkınma odaklı olarak yapmamız gerekenler daha farklıdır. Bunu da ben anlatmayayım; yapmamız gereken işler konusunda vizyonuna güvendiğim kişilerin sözlerinden son birkaç aydır yaptığım derlemelerle ortaya koyayım.

“Otomasyon ve yapay zekâya dair teşvikler devlet politikası olarak ele alınmalı”

Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, benim Sanayi 4.0’a geçişte asansörlerin başı çekeceği çünkü bakım süreçleriyle ilgili regülasyon nedeniyle hepsine kimlik kartı çıkarıldığını söylememe benzer bir yorumu otomasyon ve yapay zekâ konusunda yapıyor. Bilgisayar kontrollü makineler ile makine yapan makineler sektörünün yapay zekâyı ilk kullanan sanayi alanı olduğunu vurgulayan Aydoğdu, rekabette geri........

© Ekonomim


Get it on Google Play