Plus ça change, plus c’est la meme chose
AB’ye ve hatta dünyaya Türklerin müzakerelerden kaçmadığını, ancak Rumların da herhangi bir taviz vermeye yanaşmadıklarını göstermek gerekiyor.
Yeni hükümet bir ihtimal iki tarafın birleşmesi için BM önderliğinde yapılan ve bitmek tükenmek bilmeyen toplantılara geri dönebilir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan seçimler, başkaları için olmasa bile, Türk hükümeti açısından bir sürpriz oluşturdu. Hükümetimiz görevi devreden Rum kesimi ile görüşmenin herhangi bir fayda getirmediğini benimseyen Ersin Tatar ile çalışmaya alışmıştı. Ada’nın kuzeyindeki Türk devletinin tanınması için gayret etmenin zamanının geldiğini düşünüyordu. Herhangi bir devlet Kuzey Kıbrıs’ı tanımaya yanaşmasa da Kıbrıs Cumhurbaşkanı Türk delegasyonlarının yanında Türki ve İslami toplantılara katılıyor, sıcak karşılanıyordu. Çoğu zaman da diğer ülkeler tanımaya yanaşmamakla birlikte, Türk Kıbrıs’ın katılmasını benimsiyorlardı.
Seçimlerden önce, Türk hükümeti Sayın Tatar’ın yeniden seçilmesini istediğini saklamaya çalışmıyordu, böylece izlenen siyasetin devamının sağlanması bekleniyordu. Yine de hükümet, başka bir ülkenin iç işlerine alenen karışmaktan uzak durarak, resmi olmayan mekanizmaların kullanımını yeğ tutu. Örnek vermek gerekirse, eski bir içişleri bakanı, bir futbol yıldızı ve tanınmış bir dini cemaatin lideri Ada’ya giderek mevcut cumhurbaşkanını desteklediklerini ilan ettiler. Muhtemelen yakın bir mücadele bekleniyordu. Kimse Sayın Tatar’ın seçimlerde uğrayacağı hezimeti kestiremedi.
Ülkemizi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d