Bu durumda ne yapılır?
Trump’ın ikinci gelişi ortalığı karıştırdı. Nizamı bozdu. Nizam bozulana kadar dünya daha bir muntazamdı. Hesap yapmak daha kolaydı. Kurallar vardı. Kural dışına çıkmak istisnaydı. Kuralı bozmanın bir maliyeti vardı.
Şimdi küresel ölçekte baktığınızda hesapların karıştığı bir belirsizlik döneminin içindeyiz. Olanı tarif etmeye çalışıyoruz. Bir dönem kapanıyor ama daha nasıl bir dönemin başladığını da bilmiyoruz. Gelin bakın neler oluyor ve bu ortamda ne yapmak lazım?
Hadise Amerikan Başkanı Trump’ın gümrük tarifeleri üzerine açıklamaları ile başladı. Trump ocakta göreve başladı. Sonra bir kararname fırtınası başladı. 20 Ocak’ta ilk ticaret politikası öncelikleri dokümanı yayımlandı.
Şubat başında Trump, Meksika ve Kanada’ya bulaştı. Kanada ve Meksika’ya yüzde 25’er, Çin’e yüzde 10 ek tarife koydu kararname ile. Şubat ve mart karşılıklı tartışmalar ve Amerika’nın her ülkeye mütekabiliyet esasına göre gümrük tarifesi uygulamasına dair ticaret politikası çerçevesinin açıklanması ile geçti.
Nihayet 2 Nisan’da Başkan Trump, mütekabiliyet esasına göre tarife uygulamasının nasıl olacağını ülke ülke açıkladı. O zaman ne gördük? Amerikan Ticaret Bakanlığı öyle uzun uzun küresel gümrük tarifeleri listelerini filan çalışıp mütekabiliyet ilkesine göre bir hesap filan yapmamış.
Ne yapmış? Amerika’nın ilgili ülkeye dış ticaret açığını, ilgili ülkeden yaptığı ithalata bölmüş. Bulduğu oranın yüzde 50'si kadar tarife koymuş Amerika’nın ilgili ülkeden ithal ettiği tüm mallara. Bakın bir de iyiliksever yani. Öyle tam karşılık filan vermiyor korumacı tedbirlere. Şimdi pazarlık yapacakmışız. İlgili ülke, Amerika’nın ithal ettiği ürünü Amerika’da üretmek için yatırım yaparsa tarife filan olmadan iş çözülecekmiş.
Sonuçta şimdi neredeyiz? Önce ona buna tarife yükseltti Amerika. Ek tarife listesi açıkladı. “Pazarımıza bedavadan giriyorlar, bizi soyuyorlar” filan dedi. Sonra 90 gün yeni tarifeleri askıya aldığını açıkladı. Derken geçen hafta sonu Çin’de bile üretilse hangi mallara ek tarife uygulanmayacağına dair bir liste bile ortaya çıktı. Bilgisayar, iPhone filan tarife dışı.
İşte bu sallan yuvarlan dönemi başladığından beri, nerede olduğumuzu an be an gösteren iki gösterge var aslında: VIX endeksi yükseldi, ham petrol fiyatları ise düşmeye başladı. Neden?
VIX ya da korku endeksi fiyatlarda ileriye yönelik artan oynaklığa (volatiliteye) işaret ediyor. Şikago Opsiyon Borsası’nda (CBOE) işlem gören opsiyon kontratlarındaki işlem yapma fiyatlarının hareketi baz alınıyor endeksi hesaplarken.
Opsiyon kontratları, belli bir fiyattan, mal veya hisse senetlerinde ileride alım ya da satım yapma hakkı veren sözleşmeler. İşlemin gerçekleşeceği tarih belli, işlemin gerçekleşeceği fiyatta belli kontratta. İşte o tarihte, mesela, belli bir hisse senedini, bundan otuz gün sonra, opsiyon kontratında yazan fiyattan satma ya da alma hakkı veriyor. İster işlem yapar, istemezseniz yapmazsınız. O tarihe kadar o fiyattan hakkınız baki.
Nedir? 30 gün sonrası için hangi fiyattan işlem yapılabileceğine dair bir malumat taşıyor opsiyon kontratı. CBOE dünyanın en büyük opsiyon borsası. VIX de o borsanın kontratlarındaki fiyatların hareketini an be an izlememize imkan veriyor. Fiyat volatilitesi artarsa millet önünü göremiyor. Hareketlilik azalırsa önünü daha rahat........
© Ekonomim
