Para politikası sıkılaşmalı, kur politikası gözden geçirilmeli
Hem içeride hem dışarıda yaşanan olağanüstü süreç içerisinde gözler Merkez Bankalarının neler yapabileceğine çevrilmiş durumda. O kadar büyük belirsizlikler söz konusu ki Merkez Bankalarının net bir tespit yapması ve ilerlemesi de çok kolay olmayacak.
Yarın Merkez Bankamızın toplantısı var. Ağırlıklı beklenti faizlerin değişmemesi yönünde olmakla birlikte önümüzdeki birkaç ay içinde TCMB’nin tekrar faiz indirim sürecine geçebileceğine dair beklentiler de öne çıkıyor.
Merkez Bankamızın geçtiğimiz dört haftada döviz piyasasında mevcut tabloyu korumak için 47 milyar dolara yakın rezervlerinden satış yaptığını gördük. Hem brüt rezervlerde hem net rezervlerde önemli kayıplar ortaya çıktı. Brüt rezervler 170 milyar dolar üzerinden 147 milyar dolara, net rezervler 38 milyar dolar seviyelerine indi. Yabancı yatırımcının büyük oranda çıkış yaptığı, yerli yatırımcının ise dövize yöneliminin devam ettiği bir ortamdayız.
Dövize yönelimin arkasında artan risk algısının olduğunu net bir şekilde görüyoruz. İç siyasette yaşanan büyük çalkantı artan döviz talebinin temel nedeni görünüyor. Genel olarak yatırımcının TL ağırlıklı finansal enstrümanlara yönelmesini frenleyen somut verilerin olduğunu izliyoruz. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan finansal yatırım araçlarının reel getirilerine baktığımızda, son üç ayda brüt mevduat faizinin TÜFE bazlı sadece , son bir yılda ise %0,78 reel getiri sağladığını görüyoruz. Tüketicinin enflasyonu çok daha yüksek algıladığı bir ortamda hissettiği reel faiz muhtemelen çok daha negatif........
© Ekonomim
