Büyüme mi? Enflasyon mu?
Türkiye ekonomisinde sık tartıştığımız büyüme mi? enflasyon mu? sorusunun muhatabı olan verilerin son halini geçtiğimiz günlerde aldık. Yılın ilk çeyreğinde %5,4 büyüyen ekonomimizin ikinci ve üçüncü çeyrekte yavaşlama eğilimine girerek hızını %2’lere indirdiğini gözlemiştik. Hatta enflasyonla mücadelede kritik olan iç talep büyümesi de ilk çeyrekte %7,3 oranına ulaştıktan sonra ikinci çeyrekte %1,2’ye düşerek enflasyonla mücadeleye destek verici bir boyuta gelmişti. Fakat üçüncü çeyrekte iç talebin tekrar canlanmaya başlayarak %2,6 büyüme oranına, dördüncü çeyrekte de %3,9’a ulaştığını gördük. İç talep %3,7 oranında büyümeyle yılı tamamladı.
Sektörel olarak büyüme performansına baktığımızda, Türkiye ekonomisinin %3,2 büyüdüğü yılda sanayi üretiminin %0,5 gibi bir oranda büyüyerek en olumsuz büyüme performansını gösteren sektör olduğunu gördük. Aslında bu hiç sürpriz olmadı, öncü göstergeler bu düşük performansa işaret ediyordu. Hizmet sektörlerinin ortalamanın üzerinde veya ortalama civarında büyüme gösterdiği kompozisyonda en güçlü büyümenin inşaattan geldiğini görüyoruz. Bunun da deprem bölgesindeki harcamalarla ilintili olduğunu biliyoruz. Mevcut büyüme patikamızda üretim baskı altında kalırken talep güçlenme eğilimi gösteriyor. İç talebin büyüme hızı ortalama büyümenin üzerinde %3,7 iken sanayi büyümesi % 0,5 gibi ortalamanın çok altında bir oranda gerçekleşiyor. Enflasyonla mücadele açısından bu tablonun çok destekleyici olmayacağına, enflasyonun bir noktada takılma ihtimalinin yüksek olduğuna dair görüşlerimizi önceki yazılarımızda da sık sık paylaştık.
Bu çerçevede Şubat aylık TÜFE artışının %2,27, yıllığın ise 9,05 olduğunu öğrendik. 12 aylık ortalama artış ise S,83 oldu. Endeksin detaylarına baktığımızda,........
© Ekonomim
