Spor sahalarından yönetime
15 Mart 2025’te Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nde (TMOK) bir dönem sona erdi ve yeni bir sayfa açıldı. Başkanlık seçiminde ipi göğüsleyen Ahmet Gülüm, spor camiasına verdiği güçlü mesajların yanı sıra, yıllardır arzu edilen bir dengenin nihayet sağlanabileceğine dair bir umut aşıladı: Kadın-erkek sayısı eşit bir yönetim kurulu. Sadece Türkiye’de değil, Uluslararası Olimpiyat Komitesi başta olmak üzere tüm dünyada sporu yönetenlerin erkek yöneticiler olduğu düşünüldüğünde, TMOK’un bu yeni oluşumunun ‘farklı’ bir yönetim anlayışı olacağı kesin. Yönetim seviyesinde denge hala erkek adayların lehine olmasına rağmen yarışmalara katılan kadın erkek sporcu sayısı son olimpiyatlarda eşitlendi. Paris 2024 de başarılarını, mücadelelerini, sevinçlerini ve üzüntülerini heyecanla takip ettiğimiz, gurur duyduğumuz kadın sporcularımızın ilk olimpiyat hikayesi 1936 yılında başlıyor. Nazi Almanya’sının gölgesinde geçen 1936 Berlin Olimpiyatları dünya spor tarihinde birçok unutulmaz anıya sahne olurken, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti için de toplumsal bir dönüşümü simgeliyordu.
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte toplumsal hayata katılımı teşvik edilen kadınlardan iki tanesi; eskrim dalında mücadele eden Halit Çambel ve Suad Fetgeri Aşeni, Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil eden ilk kadın sporcular olarak tarihe geçiyor, kadınların spordaki varlığını kabul ettirmek için cesaretle sahneye çıkmaktan çekinmiyorlardı. Suat Fetgeri’nin babası, Beşiktaş JK kurucularından Ahmet Fetgeri Aşeni, üç evladını da sporun içinde yetiştirecekti. Suad ilk eskrim........
© Ekonomim
