Her iş insanda biter
Belediye binasının girişindeki görevli “Su sözleşmesi için bir üst kata çıkacaksınız“ dedi ve ilgili birimin bulunduğu odanın yerini tarif etti. Biz de çıktık ve tarif edilen odayı bulduk. Eşimle kapıdan içeri girip “Günaydın, biz evimize su bağlatacaktık“ dediğimizde içerdeki masalardan adeta koro halinde “Günaydın“cevabı geldi. Sabah sabah günümüz aydın oldu. Duvarlardaki Atatürk resimleri ile odada ayrı bir aydınlık da vardı. Günümüz daha da bir aydınlandı.
Kapı girişinin karşısındaki masaya doğru yürüdük. Her masanın önünde tek bir koltuk vardı. Yöneldiğimiz masadaki görevli hanımefendi iki kişi olduğumuzu görünce hemen yerinden fırladı. Yandaki masanın koltuğunu oturmamız için kendi masası önüne çekti. İsteğimizi bir kez daha dile getirdik. Bunun için gerekli belgeleri ve ödememiz gereken parayı bildirip “Su saati alıp getireceksiniz“ dedi. Çevrede hangi nalburlarda bulacağımızı da tarif etti. Eşim “Ben gelmeyeyim, burada bekleyim. Sen git saati al“ dedi. Görev emrini(!) alır almaz fırladım.
Su saatini satın alıp geldiğimde gördüm ki, eşim Türk kahvesi içiyor.“Hanımefendi çok ısrar etti. Bari çay içeyim dedim. Ama çay olmadı. Çaycıdan bir türlü cevap gelmeyince “Size ben kahve yapayım“ deyip, kalktı kahve pişirip getirdi.“ dedi.
Getirdiğim su saatini güler yüzlü görevli hanımefendiye teslim ettim. “Arkadaşlara vereyim kontrol etsinler“ deyip masadan kalktı. O sırada masaya bir yurttaş daha yanaştı. Kızının üniversiteyi okuması için gelmişlerdi bu şehre. Kız okulunu bitirmiş, iş de bulmuştu. İstanbul’a geri dönüyorlardı. “Demek bizim göçlerimiz nedeniyle iki şehrin de nüfusunda bir değişiklik olmayacak“ dedim, gülüştük. Bizim güler yüzlü görevli hanımefendi elinde bizim su saati ile geldi. “Sizi yine yoracağız; nalnura tekrar gideceksiniz. Su saati çatlakmış.“ dedi. O sırada diğer müşteriye de gülerek “Hoşgeldiniz“ dedi. O da “Biz istanbul’a dönüyoruz.. Hakkınızı helal edin“ diye karşılık verdi. Demek şehirde bulunduğu sürece aldığı hizmetten memnun vefalı müşteri, veda etmeye gelmişti.
Belediye binasından çıkarken gördüğümüz muamele bizi şaşırtmıştı. Hizmetteki hız da süperdi. Di̇ğer işlerimizi bitirip öğleden sonra eve dödüğümüzde gördük ki, belediyeden su saatini takmaya gelmişlerdi.
Şehirde yapacağımız işleri bitirince yorgunluk çıkaralım dedik. Belediyenin çay bahçesine gittik. İlkbaharın son ayında güneş yaz hazırlığında idi; kendini iyiden hissettiriyordu. Bu nedenle gölgedeki masalar dolu idi. Boş masalar güneşte kalmıştı. Ortada dolaşan iki garson........
© Ekonomim
