Yükselen pazar Hindistan
Geçen haftaki yazıda Birleşik Krallık ile Hindistan arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması'nın etkilerini incelemiştik. Bu anlaşmayı küresel ticarette yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirebiliriz. Son on yılda üretim ve ticaret dengelerinde yaşanan dönüşüm, Hindistan’ı iş dünyasının ilgi odağı haline getirmiş durumda. Bunun temelinde büyüyen tüketici pazarı ve artan altyapı yatırımları gibi dinamikler yer alıyor. Daha önceki dönemlerde düşük maliyetli üretimin merkezi olan Hindistan, günümüzde artık inovasyon, dijitalleşme ve iç talep potansiyelinin şekillendirdiği bir ekonomi olarak görülüyor.
Hindistan’ın öne çıkan özellikleri arasında, bilim ve teknoloji alanında yetişmiş insan kaynağı ilk sıralarda geliyor. Dünya genelinde bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik dallarındaki üniversite mezunlarının üçte birini barındıran ülke nitelikli bir inovasyon ekosistemine sahip. Elektrikli araçlar, ilaç teknolojileri, yazılım gibi birçok alanda Hindistan, çok uluslu şirketlerin Ar-Ge merkezleri için öncelikli tercihlerden biri. Hindistan’da imalat sektörü dikkat çekici bir atılım süreci içinde. Özellikle elektronik sektöründe Hindistan’ın küresel ihracattaki payı giderek artmakta. Hindistan’ın 10 milyar dolar olan ABD’ye yönelik elektronik ihracatının, 2030 yılında sekiz kat artışla 80 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Küresel çapta ise sektördeki toplam ihracatın 2030 yılına kadar 1 trilyon dolara ulaşabileceği belirtiliyor. Bu yönüyle Hindistan üretim stratejilerinin yeniden şekillendiği bir ülke profili çiziyor.
İşgücü maliyetleri halen Hindistan’ın en güçlü rekabet avantajlarından biri. Ancak günümüzde bu avantaj, düşük maliyetlerin yanı sıra işgücünün verimlilik kapasitesindeki artışla birlikte değerlendirilmeli. İşgücünün artan etkinliği, Hindistan’ın üretkenliğe dayalı sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturmasına yardımcı olmakta. Demografik yapısı da düşünüldüğünde bu durum Hindistan’ı iş dünyası için cazip hale getiriyor.........
© Ekonomim
