Yeşil dönüşüm için bakır arzı kritik
Bakır, batarya teknolojileri, yenilenebilir enerji sistemleri, elektrik dağıtım altyapıları gibi stratejik öneme sahip sektörler için vazgeçilmez bir bileşen. Bu durum, bakırı yeşil dönüşüm çağının temel unsurlarından biri haline getiriyor. Ancak arz tarafında yaşanan yapısal sorunlar bu dönüşümü karmaşık bir hale sokuyor. Yapılan analizlere göre, 2035 yılı itibarıyla yaklaşık 3,6 milyon tonluk rafine bakır açığı oluşması bekleniyor. Bu öngörüler, endüstriyel planlamalar ve küresel sürdürülebilirlik hedeflerinin gerçekleştirilmesi bakımından kritik bir kırılma noktasına işaret ediyor. Olası bir arz-talep dengesizliği, yeşil dönüşüm projelerinin finansal fizibilitesini doğrudan etkileme riski taşıyor.
Bakır değer zinciri, temel olarak iki farklı kaynağa dayanıyor. Bunlar, madenlerden çıkarılan birincil bakır cevheri ve hurda bakır olarak sıralanıyor. Hurda bakır, üretim süreçlerinde ortaya çıkabileceği gibi, kullanım ömrünü tamamlamış ürünlerden de elde edilebiliyor. Geri dönüşüm zincirinin ayrılmaz bir parçası olan hurda bakır, rafine edilerek farklı sektörlerde yeniden kullanılabiliyor. Rafine bakır, plastik, cam veya çelik gibi diğer malzemelere kıyasla daha homojen bir emtia niteliği taşıyor. Bu nedenle, bakırın geri dönüşümü, diğer materyallerin geri dönüşümüne göre daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.
Bakır arzında yaşanan yapısal sorunların aşılması noktasında geri dönüşüm, dikkate değer bir çözüm olarak öne çıkıyor. Özellikle tüketim sonrası atıklar ve elektronik hurdalar gibi ikincil kaynakların daha etkin biçimde toplanması, bir yandan yeni tedarik kanalları oluştururken, diğer yandan karbon emisyonlarını azaltma potansiyeli taşıyor. Bu noktada döngüsel ekonomi prensipleri ile uyumlu bir dönüşüm kaçınılmaz........
© Ekonomim
