menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’nin sanayi ve teknoloji yolculuğu

16 0
02.06.2025

Türkiye'nin sanayi ve teknoloji alanındaki tarihsel gelişim sürecini ve günümüzdeki dönüşümünü değerlendirdiğimizde, kayda değer bir ilerleme sağlandığını görüyoruz.

Sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmeler, Osmanlı’nın son dönemlerinde Batı’daki sanayi devrimine ayak uydurma çabalarıyla başladı. Ancak, 19. yüzyılda sanayileşme sürecinde Osmanlı Devleti’nin karşılaştığı ekonomik ve yapısal zorluklar, bu çabaların sınırlı kalmasına neden oldu. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte ise, Mustafa Kemal Atatürk ve ekibi, sanayileşmeyi kalkınmanın temel taşı olarak gördü.

Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayileşme hamleleri, devletin öncülüğünde gerçekleştirildi. 1930’larda uygulanan devletçilik politikası, Sümerbank ve Etibank gibi kurumlarla sanayinin ana omurgasını oluşturdu. 1934’te hazırlanan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı, tekstil, madencilik ve kimya sektörlerinde yerli üretimi teşvik etti. Ancak, II. Dünya Savaşı’nın etkisiyle bu süreç sekteye uğradı.

1950’lerle birlikte Türkiye, özel sektörün de sanayiye daha fazla dahil olduğu bir döneme girdi. Marshall Planı çerçevesinde dış yardımlar ve yatırım teşvikleri ile tarım ve sanayi arasında dengesiz de olsa bir gelişim sağlandı. 1960’lardan itibaren ithal ikameci sanayileşme politikası benimsendi. Otomotiv, beyaz eşya ve tekstil gibi sektörlerde yerli üretim teşvik edildi. TOFAŞ ve OYAK-Renault gibi markalar bu dönemde kuruldu.

1980’lerde Turgut Özal’ın öncülüğünde Türkiye, sanayide ve ekonomide büyük bir dönüşüme girdi. Serbest piyasa ekonomisi ve ihracata dayalı büyüme modeli benimsendi. Organize sanayi bölgeleri kuruldu, ihracat teşvik edildi ve Türk sanayisi dünya pazarlarına açıldı. Otomotiv, tekstil, demir-çelik ve kimya sektörleri güçlenirken, KOBİ’ler ekonominin bel kemiği haline geldi.

2000’lerden itibaren Türkiye, yüksek teknolojiye dayalı sanayileşme sürecine odaklandı. Savunma sanayiinde ASELSAN, TUSAŞ, Roketsan ve Baykar gibi firmalar dünya çapında dikkat çekici projelere imza attı. Yeni dönemde yerli otomobil TOGG, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki dönüşümünün simgesi oldu. Ayrıca, Teknoparklar, Ar-Ge teşvikleri ve TÜBİTAK destekleri ile inovasyon ve teknolojiye dayalı üretim hız kazandı. Yazılım, yapay zeka, biyoteknoloji ve uzay teknolojileri gibi alanlarda Türkiye, küresel rekabette kendine yer edinmeye başladı.

Türkiye’nin ihracatı, teknoloji yoğunluğu açısından değerlendirildiğinde, 2024 yılında yüksek teknolojili ürün ihracatının bir önceki yıla kıyasla %4,1 oranında azalarak 8,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği görülüyor. Aynı dönemde, orta-yüksek teknolojili ürün ihracatı %4,8 artış kaydederek 92,4 milyar dolara ulaşırken, orta-düşük teknolojili ürün ihracatı %0,2’lik sınırlı bir........

© Ekonomim