Küresel ekonomik durum
Jeopolitik gerilimler ve küresel ticaretteki belirsizlik ortamı iş dünyasını olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Ticaret koridorlarında yaşanan sıkıntılar, enerji arz güvenliği sorunları ve yaptırımlar, işletmelerin stratejik kararlarını yeniden değerlendirmesine neden oluyor. Öte yandan Rusya-Ukrayna arasındaki ve Ortadoğu’daki savaş, Çin-Tayvan gerilimi ekonomik aktörleri olumsuz etkiliyor. Jeopolitik tansiyonun yükseldiği her dönemde olduğu gibi, bu dönemde de belirsizliğin oluşturduğu ekonomik riskler ve fırsatlar bulunuyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün zayıflayan yaptırım gücü ve artan korumacılık eğilimleri uluslararası ticaret düzenini daha kırılgan hale getirmiş durumda.
Bu belirsizlik ortamı ekonomik büyüme öngörülerine de tesir ediyor. Nisan ayında yayınlanan IMF tahminlerine göre, ABD ekonomisinin 2025 yılındaki büyüme tahmini 0,9 puan düşürülerek yüzde 1,8’e indirildi. 2026 yılında ise ABD ekonomisinin yüzde 1,7 büyümesi bekleniyor. Euro Bölgesi’nde ise büyüme beklentisi 0,2 puan düşüşle yüzde 0,8’e geriledi. 2026 yılında büyümenin yüzde 1,2 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Son verilere göre Çin’in 2025 ve 2026 yılında yüzde 4 oranında ekonomik büyüme kaydedeceği öngörülüyor.
Son dönemde küresel çapta merkez bankalarının politika faizlerine ilişkin aldıkları kararları incelediğimizde, hızla değişen ekonomik ortam nedeniyle bazı merkez bankalarının “bekle ve gör” politikasını benimsediğini görüyoruz. ABD Merkez Bankası, Mart ayındaki toplantısında bir değişikliğe gitmeyerek politika faizini yüzde 4,25-4,5 seviyesinde tuttu. Çin Merkez Bankası da benzer şekilde Nisan ayındaki toplantısında politika faizini yüzde 3,1’de sabit tuttu. Avrupa Merkez Bankası ise, Mart ayında gerçekleştirdiği yüzde 0,25 oranındaki faiz indiriminin ardından Nisan ayında da yüzde 0,25 oranında indirime giderek politika faizini yüzde 2,4’e düşürdü.
Tüketici güveni........
© Ekonomim
