Yeni dönemde faiz ve ücret politikası
Haziran ayı enflasyonu açıklandı. Aylık TÜFE artışı, piyasa beklentilerinin bir miktar altında kalarak %1,4 oldu. Hatırlayacak olursak mayıs ayında da aylık enflasyon %1,5 artmış ve yıllık enflasyon 5 düzeyine gerilemişti. Böylece tüketici enflasyonu ile politika faizi arasındaki fark 11 puana ulaştı. Geçtiğimiz ay İsrail–İran savaşıyla zirve yapan küresel risk algısı da önemli ölçüde geriledi ve yerini uluslararası finansal piyasalarda “boğa piyasası” coşkusuna bıraktı. Tüm bu gelişmeler, Merkez Bankası’nın beklenen faiz indirimine bu ay başlaması için gerekli alanı tanıyor.
Malumun ilanından sonra gelelim şimdi en önemli soruya: Faiz indirimlerinin hızı ve miktarı ne olacak? Aşağıda sırasıyla açıklayacağım beklenti, fiyatlama, risk ve yapısal faktörler kaynaklı olarak faiz indirim sürecinin maalesef reel sektör ve hanehalkını mutlu edecek bir yapıda olması mümkün görünmüyor. Benim beklentim, Merkez Bankası’nın temmuz ayında üç puan civarında bir indirim yapması ve izleyen dönemlerde reel faiz marjını yüksek, finansal koşulları ise sıkı tutmaya devam etmesidir.
Şimdi sırasıyla bu sebeplere bakalım…
Haziran enflasyonu 5’e gerilese de bu oran Merkez Bankası’nın yıl sonu için öngördüğü $ hedefinin oldukça üzerinde seyrediyor. Ayrıca Merkez Bankası’nın enflasyon hedefini %5 olarak koruduğunu düşünürsek kısa, orta ve uzun vadede reel faiz marjının -yapısal alanda sürpriz bir gelişme olmaması halinde- yüksek kalmaya devam etmesi gerektiği açık.
Enflasyondaki düşüş sektörel beklentileri kısmen iyileştirse de beklenti kanalı dezenflasyon sürecini desteklemekten hâlâ oldukça uzak. Piyasa........
© Ekonomim
