menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geleceği iyileştiren bilim, ekonomiyi güçlendiren inovasyon

18 0
19.06.2025

“Artan dünya nüfusu için daha fazla gıdayı sürdürülebilir şekilde nasıl üretiriz?” Bayer tarafından Brüksel’de düzenlenen “Yeniden Büyümeye Dönüş: Rekabetçi Bir Avrupa İçin Yenilikçi Yaşam Bilimleri” başlıklı etkinlikte bu soruya cevap arandı. Geleceğin gıda ve sağlık sistemleri için çalışan Bayer, bilimsel inovasyonla hem verimliliği hem de etkiyi büyütmeyi hedefl iyor.

Avrupa’da yaşam bilimleri sektörü, uzun süre boyunca ilerlemenin, inovasyonun ve büyümenin öncüsü oldu. Ancak son yıllarda, Avrupa, ABD ve Çin’deki rakiplerine karşı zemin kaybediyor. Bu nedenle, yaşam bilimleri gibi stratejik sektörlerin rekabet gücünü artırmak, Avrupa Komisyonu’nun temel politika hedefl erinden biri haline gelmiş durumda. AB’li politika yapıcılar ve iş dünyası liderlerinin gündeminde şu sorular var:

“Avrupa, ekonomisini güçlendirirken sürdürülebilir geleceğe geçişi riske atmadan nasıl ilerleyebilir?” “AB, diğer bölgelerle arasındaki verimlilik ve inovasyon farkını kapatırken aynı zamanda iklim ve çevre hedefl erini nasıl ilerletebilir?” “Sağlık ve tarım gibi sektörlerde yerli sanayileri güçlendirirken, gıda ve sağlık hizmetlerinin Avrupa vatandaşları için erişilebilir kalmasını nasıl sağlayabilir?” Bayer, geçtiğimiz günlerde Brüksel’de bu sorulara cevap arayan önemli bir etkinlik düzenledi.

Kuruluşu 1863 yılına uzanan Bayer, sağlık ve beslenme alanlarında faaliyet gösteren küresel bir şirket. “Herkes için sağlık, sıfır açlık” misyonu doğrultusunda; insanlara ve gezegene katkı sunmayı hedefl eyen şirket, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmeyi ve inovasyonla büyüyerek değer yaratmayı amaçlıyor. Şirketin yıllık Ar-Ge yatırımları 2,4 milyar Euro’nun üzerinde.

Bayer’e göre bu soruların yanıtı, hızlı teknolojik ve bilimsel inovasyonda yatıyor. Bu inovasyonun ise, sürdürülebilirliği artıran araçlar, çığır açan sağlık ve tarım çözümleri ve daha yüksek verimliliğin önünü açan akıllı politikalarla desteklenmesi gerekiyor. Bayer’in Sürdürülebilir Rekabet Manifestosu’nda ortaya koyduğu bilim, inovasyon ve rekabetçilik temaları, günümüz AB politika gündeminde belirleyici konular olarak öne çıkıyor.

Bayer için rejeneratif tarım; toprak sağlığını iyileştirmeyi merkezine alan, çiftliklerin direncini artırmayı hedefl eyen ve çıktıya dayalı bir üretim modelini temsil ediyor. İklim değişikliğiyle mücadele, biyoçeşitliliğin korunması, su kaynaklarının verimli kullanımı, daha yüksek verim ve çiftçilerin ekonomik-sosyal refahının artırılması da bu modelin temel amaçları arasında yer alıyor. Bayer, dünya genelinde büyük ya da küçük tüm çiftliklerde bu uygulamaların yaygınlaştırılmasını hedefl iyor. Şirket; tohum, gen teknolojileri, sürdürülebilir bitki koruma ve dijital teknolojileri bir bütün olarak sunabilme yeteneği sayesinde rejeneratif tarım alanında önemli bir rekabet avantajına sahip. Her çiftliği bir ekosistem olarak değerlendiren şirket, modüler ekim sistemlerinden dijital tarım araçlarına kadar geniş bir inovasyon yelpazesi ile bölgesel ve çevresel koşullara özel çözümler sunuyor.

Bayer’in Ar-Ge yatırımı, tarım sektöründeki en büyük yatırım konumunda. Şirket; önümüzdeki 10 yılda, her biri 500 milyon Euro’nun üzerinde satış potansiyeline sahip 10 yeni ürün piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Bu ürünlerin amacı, rejeneratif tarımı ölçekli bir şekilde mümkün kılmak. Şirketin akıllı mısır sistemi PRECEON, mısır üretiminde devrim yaratma potansiyeline sahip.

Kısa boylu mısırın geniş çeşitlilikte genetik materyallerle birleştirilerek farklı çevresel koşullarda daha geniş alanlara yayılmasını sağlayacak olan sistem aynı zamanda, süt sığırları için hem yem verimi hem de yem kalitesini artırma potansiyeline sahip. İlk denemelerde, geleneksel uzun boylu mısıra göre inek başına günlük süt üretiminde 2 litreye kadar artış sağlanmış durumda. Küresel olarak 220 milyon dönümden fazla bir potansiyele sahip olan sistem, yıllık 1,5 milyar Euro’yu aşan satış hacmi öngörüsüyle mısır üretimini dönüştürmeyi hedefl iyor. Sistem şu anda ABD’nin en büyük mısır üreticisi dört eyaletinde (Nebraska, Iowa, Illinois ve Indiana) kullanıma sunulmuş durumda ve 2025 itibarıyla 100 bin dönüme kadar alanda uygulanması bekleniyor. Türkiye’de ticari denemeler devam ediyor.........

© Ekonomim