COP30: Turistik gezi mi, Dünya’yı kurtarma çabası mı?
COP30’un gerçek sınavı, sadece deklarasyonlarda değil; delegasyonların sayısında, temsilin ne kadar kapsayıcı olduğunda, medyanın ve sivil toplumun sesinin ne ölçüde duyulduğunda ortaya çıkacak. Belem’deki zirve turistik bir keşif gezisi olursa, Amazon’un varlığı sembolik olarak bile büyük bir kayıp olur. Ama eğer oradaki insanlar, yerli topluluklar, gelişmekte olan ülkeler masada olursa, COP30 gerçekten dönüştürücü olabilir.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi - COP30, Kasım ayında Brezilya’nın Belem şehrinde düzenleniyor. Birleşmiş Milletler, 30 yıldır düzenlediği bu zirveye yönelik ilk kez ilginç bir karar alma niyetinde: Zirveye gidecek geleceğini de sorgulatan bir gelişme. Otel fiyatlarının astronomik seviyelere çıkmasıyla “dünyayı kurtarmanın son şansı” olarak sunulan bir zirve, gelişmekte olan ülkeler ve bağımsız medya kuruluşları için erişilmez hale geliyorsa, ortada ciddi bir çelişki olduğunu söylemek yanlış olmaz.
BM İklim Sekretaryası İcra Sekreteri Simon Stiell, BM’nin internet sitesinde yayımlanan bir belgede şu ifadeleri kullandı:
“Belem’deki kapasite kısıtları göz önüne alındığında, BM sistemi, ihtisas kuruluşları ve diğer ilgili örgütlerin yöneticilerinden, COP30’daki delegasyonlarının büyüklüğünü gözden geçirmelerini ve mümkün olduğunda sayıları azaltmalarını rica ediyorum.”
Her yıl yapılan BM zirvesine, iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını müzakere etmek için dünyanın neredeyse tüm hükümetleri katılıyor. Ancak gelişmekte olan ülkeler, Belem’deki oda sıkıntısı nedeniyle yükselen fiyatları karşılayamayacakları uyarısında bulundu. Organizatörler ise konaklama krizine çözüm bulunmazsa “tarihin en az kapsayıcı COP’u”nu düzenleme riskiyle karşı karşıya oldukları konusunda uyarıldı.
İklim........
© Ekonomim
