menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

'Kara altın'dan sonra, şimdi 'beyaz altın' gündemde

29 0
30.07.2025

19. yüzyılda Edwin Drake’in ABD’de petrolü keşfetmesiyle başlayan “kara altın” döneminin ardından, bugün bilim insanları ve yatırımcılar yer altında doğal olarak oluşan beyaz hidrojenin peşinde. Ancak bu yeni “altın” umudu, hem vaadi hem de bilinmezlikleriyle tartışma yaratıyor.

Enerji dünyasında yeni bir heyecan dalgası yükseliyor. 19. yüzyılda Edwin Drake’in ABD’de petrolü keşfetmesiyle başlayan “kara altın” dönemi, bugün bambaşka bir elementle yeniden gündemde: Hidrojen. Ancak bu kez mesele laboratuvarlarda üretilen yeşil ya da mavi hidrojen değil, doğanın milyonlarca yıldır yer altında sakladığı “beyaz hidrojen”.

Bilim dünyasında “doğal” ya da “jeolojik” hidrojen olarak da anılan beyaz hidrojen, demir açısından zengin kayaların suyla tepkimeye girmesi sonucu yer altında oluşuyor.

Bu süreç “serpantinizasyon” olarak adlandırılıyor. Bu hafif ve renksiz gaz, genellikle yer kabuğundaki çatlaklardan yüzeye sızıp atmosfere karışıyor ya da yer altındaki mikroorganizmalar tarafından tüketiliyor. Ancak bazı coğrafyalarda, geçirimsiz tuz ya da şeyl kayaçlarının altında sıkışarak büyük rezervler oluşturabiliyor.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) 2024 tarihli raporuna göre, yeryüzünün derinliklerinde 1 milyar ila 10 trilyon ton arasında hidrojen olabilir. Bu rakamların yalnızca yüzde 2’si bile geri kazanılabilse, dünya genelindeki hidrojen talebini yaklaşık 200 yıl boyunca karşılayabileceği belirtiliyor. Yani potansiyel büyük. Ancak bu potansiyelin ne kadarı ekonomik olarak çıkarılabilir? İşte bu sorunun cevabı, şu anda hem jeologların hem de yatırımcıların en çok merak ettiği konu.

Bugün dünya çapında en az 60 şirket, beyaz hidrojen rezervlerini keşfetmek için çalışmalar yürütüyor. Fransız........

© Ekonomim