menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İştirak satışı, mali amaç, vergi istisnası boyutu… Özelge yansıması ile…

18 0
04.08.2025

Burcu ALPTEKİN

Vergi Müfettişi

Kurumların iştirak hisselerini nakde dönüştürerek mali yapılarında iyileştirme sağlama amaçları, sadece ticari bir strateji değil; aynı zamanda vergi mevzuatının da desteklemeye çalıştığı bir yapısal dönüşüm aracı olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında getirilen iştirak hissesi satış kazancı istisnası, kurumların pasiflerinde -doğru bir ifade olarak kabul etmek gerekirse- atıl kalmış varlıklarını aktif biçimde değerlendirmelerine, yeni yatırımlara kanalize olmalarına ve kurumsal likiditeyi artırmalarına yönelik vergisel bir teşvik mekanizması olarak öne çıkmakta; ancak bu istisnanın uygulanabilmesi, şekli ve maddi şartların ilgili mevzuat çerçevesinde dikkatli değerlendirilmesini gerektirmektedir.

Şöyle ki;

Mevzuat Çerçevesi: Kurumlar Vergisi Kanunu ve İlgili İkincil Düzenlemeler

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesi uyarınca; kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazançların u’lik kısmı (27/11/2024 tarihli 32735 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 9160 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu oran P’ye düşürülmüştür), bazı şartların sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisna tutulmakta olup; söz konusu istisnanın uygulanabilmesi için sadece hukuken bir satışın gerçekleştirilmesi yeterli olmayıp, aynı zamanda bu satıştan kaynaklanan hasılatın, şirketin mali yapısında iyileşme sağlayacak şekilde nakit olarak tahsil edilmesi ve belirlenen süreler içinde pasifte özel bir fon hesabında tutulması gibi bir dizi şartın da eksiksiz biçimde yerine getirilmesi zorunludur.

İstisnanın temel amacı; 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde de açıkça ifade edildiği üzere, kurumların mali yapılarının güçlendirilmesi, ekonomik açıdan firmalara ilave imkânların sağlanması, sabit kıymetlerin pasif olarak beklemesinin önüne geçilmesi ve kaynakların yeniden değerlendirilerek yatırım ortamına kazandırılmasıdır. Bu çerçevede, iştirak hissesi satışının, tabiri caizse, gerçek bir nakit girişi yaratması ve şirketin finansal rasyolarını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir. Aksi hâlde, iştirak hissesi satış kazancı görünümünde olan ancak ekonomik olarak şirketin kaynak yapısında herhangi bir değişiklik doğurmayan işlemler istisna kapsamında kabul edilmeyecektir.

Grup İçi İşlemler ve Ekonomik İçerik İncelemesi

Grup şirketleri arasında gerçekleştirilen iştirak hissesi satışları, teorik olarak üçüncü kişilere yapılan satış işlemleri ile aynı hukuki niteliği taşısa da, vergi hukuku bakımından bu işlemlerin arka planında ekonomik bir güç transferi bulunmaması ve şirketin kaynak yapısında bir değişikliğe neden olmaması durumunda, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde öngörülen istisna uygulamasından yararlanılamayacaktır. Bu bağlamda, iştirak hisselerinin başka bir grup şirketine veya grup şirketinin gerçek kişi ortağına, satış hasılatının nakit olarak değil de mevcut bir alacağın temliki karşılığı devredilmesi suretiyle gerçekleştirilen işlemlerin, söz konusu istisna hükmünün amacıyla örtüşmediği, Tebliğ ve özelgeler ile de açıkça ortaya konulmaktadır.

Örnek Olay: İstanbul Defterdarlığı’nın 18.02.2025 Tarihli Özelgesi

Bahse konu İstanbul Defterdarlığı Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü tarafından verilen “İştirak Hisseleri Satışından Doğan Kazançlar” konulu 18.02.2025 tarihli ve E-62030549-125[5/1-e-2025] sayılı özelgesinde;

Talepte bulunan şirketin,

- Havacılık sektöründe faaliyet gösterdiği, aktiflerinde öteden beri muhtelif sektörlerde faaliyette bulunan şirketlerin iştirak hisselerinin bulunduğu, iki yıldan fazla süredir aktiflerinde bulunan iştirak hisselerinden birinin … yılında satıldığı ve satış bedelinin tamamının nakit olarak tahsil edildiği,

- İştirak hissesi satış tarihinden önce vermiş oldukları borçlardan kaynaklı olarak ilişkili grup şirketinden alacaklarının bulunduğu, söz konusu şirketin, yatırımın finansmanında kullanılmak üzere şirketlerinden borç aldığı, alacaklı oldukları grup şirketinden olan bu alacaklarının söz konusu şirketin gerçek kişi ortağına temliki karşılığında, bu şirketin iştirak hisselerini devralacakları ve hisse devir işlemi sonucu grup şirketinden olan alacaklarının kapanacağı, ortağa nakit olarak herhangi bir ödeme yapılmayacağı belirtilmiş, şirketin alacağının temliki yoluyla …yılındaki iştirak hissesi alımının, … yılında gerçekleştirdikleri iştirak hissesi satışından elde ettikleri kazancın 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamındaki istisnadan yararlanmalarına engel teşkil edip etmeyeceği hususunda görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, “Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri, rüçhan hakları ve bu fıkranın (a) bendi kapsamında istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının satışından doğan kazançların u’lik kısmı.

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna........

© Ekonomim