Boykotu hukuken okumak
Boykot, toplumsal, politik ve ekonomik bir olgu olmasının yanı sıra çok yönlü bir hukuki meseledir. Birçok kişi için boykot, bir ürün ya da hizmetin reddedilmesinin ötesinde bir itirazı temsil eder. Peki bu bireysel ya da kitlesel eylemin hukuki çerçevesi nedir? Boykot, temel bir hakkın kullanılması olarak mı yoksa toplumsal düzeni tehdit eden bir eylem olarak mı görülmelidir?
Boykot, bireylerin veya toplulukların belirli ürün ya da hizmetleri satın almamaya karar vermesiyle ortaya çıkan, kolektif bir protesto şekli. Boykot kelimesi, 19. yüzyıl İrlanda'sında Charles Cunningham Boycott adlı bir toprak yöneticisine yöneltilen sosyal ve ekonomik tecrit eylemiyle ortaya çıkıyor. 1880 yılında, Boycott'un kiracılarını tahliye etmeye kalkışması üzerine İrlanda Ulusal Arazi Ligi'nin çağrısıyla yerel halk Boycott ile tüm sosyal ve ticari ilişkileri kesmiş ve bu olay gazetelerin odağı haline gelmiş. "Boykot" terimi, zamanla sınırları aşarak haksızlığa karşı barışçıl ve kolektif direnişi ifade eden evrensel bir kavrama dönüşmüş, pek çok toplumsal hareketin temel araçlarından biri olmuştur. 20. yüzyılda Hindistan’daki Swadeshi Hareketi, Güney Afrika’daki Apartheid rejimine karşı yapılan ekonomik boykotlar ve Amerika’daki Montgomery Otobüs Boykotu, bu direniş biçiminin küresel çapta benimsenmesini sağlayan örnekler arasında gösterilebilir. Günümüzde tüketici davranışlarına dayalı kampanyalar, boykotun hâlâ etkili bir toplumsal ve siyasal tepki biçimi olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.
1982 Anayasası boykot kavramını açıkça düzenlememiş olsa da boykot çağrıları ve bu doğrultuda gerçekleştirilen eylemler, anayasal hak ve özgürlüklerin temel taşlarıyla sıkı bir bağ içerisindedir. Özellikle, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü, 33. maddesinde yer alan örgütlenme hakkı ile 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, boykot eylemlerinin anayasal bir zemin üzerinde şekillenmesini sağlar. Bu kapsamda boykot yoluyla siyasi ya da toplumsal görüş bildirmek, bu anayasal hakların bir uzantısı olarak değerlendirilir ve şiddet içermeyen, barışçıl ve ayrımcılığa teşvik etmeyen boykot eylemleri anayasal koruma altında kabul edilir. Nitekim Anayasa........
© Ekonomim
